11 Haziran 2010 Cuma

Bir Kızı Bin Kişi İster, Fenerbahçe Alır..

Taksim'in hemen girişindeki sanat galerisinde "Only a Game" sergisindeki yarışmaya katılanlar için öğrenilen en yararlı bilgi UEFA'ya mensup ülke sayısı. Arkadaşımla yaptığımız yarışmada tek farklı cevap verdiğimiz soru buydu.

Fenerbahçe'nin, Galatasaray taksit pazarlığındayken bitirdiği Chelsea'li Stoch transferi internete düştüğünde aklıma geldi UEFA'ya mesup ülke sayısı. 53 UEFA üyesi ülkenin 10 tanesini liginin olmaması vs. sebeple çıkartalım. 43 ülkenin sadece 1. liglerinde ortalama 16-17 takım olduğunu varsayarsak 731 kulüp eder. Bu 731 kulübün de ortalama 25 futbolcusu olduğunu var sayarsak eder 18.275 futbolcu. Bunlardan 1000 tanesinin ülkemiz takımlarını çeşitli sebeplerle hiç bir şekilde gelmeyeceğini düşünürsek geriye kalır 17.000 potansiyel transfer hedefi. Buna Güney Amerika, Asya ve Afikayı eklediğimizde sayının en az 2 çıkması gayet olağan.

Burada aklıma takılan soru, bunca futbolcu içinde yıllardır 3 büyüklerin aynı futbolculara talip olması. Stoch'tan önce Kuranyi de haberlerde 3 büyük takım ile birlikte anıldı. Stoch özelinde 21 yaşında Dünya Kupasında oynayacak, Hollanda şampiyonu Twente'ye Chelsea'den kiralanmış bir futbolcuyu Dünya Kupası öncesi transfer etmek oldukça önemli bir başarıdır.

Bu başarının altında yatanın iş bilir futbol yöneticilerin takipçiliği ve geleceği gören, vizyon sahibi yaklaşımları mı yoksa menajerlerin İstanbul'a ellerinde bir liste ile gelip tüm kulüpleri tek tek ziyaret etmesi mi? Vizyon sahibi yönetciler cevabını haykırmak isterdim ancak son 5 sezonda 3 büyüklerin fiyasko yabancı transferlerinden bir takım yapılır. Maldonado'yu, Josico'yu transfer eden zihniyetin Stoch'u transfer etmesinde etken mutlaka ki menajerlerdi. Beşiktaş'ın 2 sezonda Gordon S, Sivok, Zapo, Ferrari transferlerini yapması kesmece transfer yapıldığının bir başka kanıtı.

Hep söylenir Bayern'in üst yönetiminin tamamının eski futbolculardan oluştuğu. Platini'yi UEFA başkanı olmadan tanıyanların sayısı UEFA başkanı olduktan tanıyanlardan az değildir. Futbolu yönetmek için futbola özel spesifik durumların gelişini önceden görmek sizi mütahit kulüp yöneticilerinin bir adım önüne çıkartacaktır.

Ülkemizde bu yok diyemeyiz. Saffet Sancaklı'nın başarısız İstanbulspor denemesi buna bir örnekti. Menajerler yardımıyla transfer yapmak, araştırmamak, soruşturmamak, rakibe sahada değil transfer marketinde gol atmayı istemek, Figo'yu izlemeye gitmek bize özgü şeyler. İthal makamlar oluşturmak, şakşofelli isimler vermek, yaldızlı bir koltuk hazırlayıp oraya oturttuğunuz kişiyi orada unutmakta bize özgü bir durum.

Bir futbolcuyu Türkiye'de 4 kulüp ister Fenerbahçe alır. Bir futbolcuyu bir menajer pazarlar, 4 kulüp ister.

1 yorum:

Kerem Ölmez dedi ki...

Taraftara yaranma, gundem degistirme cabalarından sadece biri bu da..Gecen sene mehmet topuz durumu gibi guc gosterisine ceviriyor aziz yıldırım bunları..Peki hayır gelir mi gorecegiz..