30 Ocak 2013 Çarşamba

Avrupa'da Forma Savaşları


kapak forma
Bir dönem takımların para vererek aldığı formalar artık onlar için gelir kapısı. Avrupa’nın büyükleri formalar sayesinde ne kadar kazanıyor dersiniz?
1997 yılında Umbro Yönetim Kurulu Başkanı Peter Kenyon birkaç misafirini, ileride başkanlığını yapacağı Chelsea’nin bir Avrupa maçı sonrası yemeğe götürdü. Yemekler yenirken konu spor giyim endüstrisinin, geçmişte futbol kulüplerini nasıl tehdit ettiğine geldi. Kenyon “1970’lerde, büyük İngiliz kulüpleri, Umbro, Adidas gibi firmalara, giyim kuşamlarını sağlaması için para ödemek zorundaydı” dedi. Kenyon’un söylediği kısaca şuydu; spor giyiminin büyük markaları hem en ünlü oyuncuların üzerinde binlerce taraftara ulaşıyor hem de üstüne para alıyorlardı.
Ricky George, bize olayın başka bir yönünü anlatıyor. 1972’de, George, Hereford’da oynuyordu ve takım bölgesel ligde mücadele ediyordu. Newcastle’ı FA Kupası’nın dışına iten efsanevi golü attığında, aynı zamanda Adidas için “Futbol Ürünleri Müdürü” olarak çalışıyordu. İşi, Adidas’ı İngiliz futbolculara, Bobby Moore, Bobby Charlton ve Gordon Banks gibi dünya yıldızlarına tanıtmaktı. Futbolcuların Adidas’ı seçmeleri için ikna etmek adına çok bir şey yapması gerekmiyordu. Birçoğu zaten üç şeridi bedavaya giyiyorlardı. George, “Bunu günümüzle karşılaştırdığınızda çok şaşırtıcı bir şeydi. Büyük sponsorluk anlaşmaları yoktu. Sadece futbolculara ayakkabı veriyordunuz. Ama o durumda bile, her sezonun başında kulüpler yerel spor malzemesi satıcılarına giderek yirmi otuz çift ayakkabı alarak dağıtıyorlar. Adidas gibi bir şirket için bu aklınıza gelebilecek en ucuz reklamdı.”
George sadece özel durumlarda oyunculara ödeme yapmak durumunda kalıyordu. “Büyük bir milli futbolcu olduğunda ve oyun televizyondan yayınlanacaksa, yapmam gereken takımın bulunduğu otele gitmek, kendimi tanıtmak ve oyuna birkaç saat kala oyuncuların odalarına giderek daha görünür olması için üç çizgiyi daha belirgin bir şekilde boyamaktı. Patronlarım, çizgilerin görünüp görünmediğinden emin olmak için hevesle televizyonu izlerlerdi ve eğer çizgiler görünmezse bunun için azarlanırdım. Bu hizmet karşılığında, İngiliz bir oyuncu maç başına 75 pound alırdı ki bu 1972’de bile o kadar da cömert bir ücret sayılmazdı. Bu insanlar içindeki en cazibeli kişi olan Bobby (Moore), oyun günü para almazdı. Bana şöyle derdi, ‘Birkaç maçlık para biriksin, ihtiyacım olunca seni ararım” diyor. Dönemin en ünlü defans oyuncusu da uluslararası bir markanın reklamını on milyonlarca insana yaptığı için birkaç yüz doları toplu olarak alırdı.
Devir değişiyor
Futbol kulüpleri, taraftarının takımın formalarını almak istediğini ancak 1980’lerin sonunda keşfetti. Bu da lisanslı ürünlerin bir değer olabileceği düşüncesini kulüplere bir şekilde gösterdi. Kulüpler artık spor markalarına para vermekten vazgeçmiş artık para almaya başlamışlardı.

Günümüzde forma sadece bir alemeti farika değil aynı zamanda büyük bir gelir kapısı. Futbol kulüpleri formalarını almak isteyen futbolcuları bu kadar geç fark etmelerine sağmen aradaki açığı hızlıca kapattılar. Bir taraftarın takımı gerçekten sevdiğini göstermesi için o takımın formasını alması gerektiğine yönelik pek çok çalışma yapıldı. Ülkemizde de kulüplerde sezon açılışlarının yerini artık forma lansmanları aldı.
Pek çok Avrupa Kulübü forma üreticileri ile inanılmaz sözleşmeler imzalıyor, hem bedava giyiniyor hem de yüklü bir parayı kasasına koyuyor.
Avrupa’nın en yüksek forma sponsorluk anlaşmasını imzalayan 10 kulübün yıllık geliri 240 milyon avroya ulaşmış durumda.
tablo 1
En çok kim kazanıyor
Forma üreticisinden en çok kazanan 10 takıma baktığımızda en tepede iki İspanyol kulübünü görüyoruz; Real Madrid, Adidas’tan yıllık 38 milyon avro alırken, Başkent ekibinin ezeli rakibi Barcelona, Adidas’ın global alandaki en büyük rakibi Nike’dan sözleşme süresince yıllık 33 milyon avro alıyor.

İspanyol kulüplerinin ardından üç İngiliz kulübü sıralanıyor. Man United Nike’den yıllık 31,5 milyon avro alırken, Liverpool Warrior firmasından yıllık 31,01 milyon avro kazanıyor. Chelsea’nin Adidas’tan yıllık aldığı tutar ise 24,8 milyon avro. Listede sekizinci sıraya baktığımızda ise Manchester kentinin diğer bir takımı Man City gözümüze çarpıyor. City 2009 yılında Umbro ile 10 yıllık bir sözleşme imzalamasına karşın Nike’nin Umbro’yu alması ile pazarlıklar yeniden alevlendi ve City, Nike ile yıllık 14,95 milyon avro karşılığında el sıkıştı. Manchester’ın mavi yakası, 2013/14 sezonu ile birlikte Nike markalı formaları ile sahada olacak.
Listenin altıncı sırasında ise 1966’dan beri Adidas ile iş birliği içinde olan Bayern Münih var. Bavyera ekibi 2012 yılında 8 yıl daha uzattığı sözleşme ile Adidas’tan yıllık 20 milyon avro alacak. Bu arada bu kadar uzun birliktelik kafaları karıştırmasın çünkü Adidas AG, Bayern Münih’in %9,1 hissesine sahip.
Sıralamanın yedinci sırasında Inter Italyanların forma sponsorluğundan en çok kazananı; yıllık 18,10 milyon avro, Milano’nun diğer ekibi AC Milan yıllık 14,90 milyon avro ve sıranın sonunda bulunan Juventus’un ise yıllık geliri 13,10 milyon avro.
Sponsorluk kulüpler için ne kadar önemli ise forma üreticileri için de o kadar önemli. En yüksek sponsorluk 10 sponsorluk bedelini elde eden kulüpler toplamda üç üreticiyi tercih etmiş durumda.
tablo 2








İlk 10 dışında kalan takımları incelediğimizde Tottenham, Under Amour ile Arsenal, Nike ile Almanya’nın çifte şampiyonu Dortmund ise Puma ile bu sezon başında yeni sözleşme imzaladılar. Fransa’nın önde gelen kulüpleri Marsilya ve Lyon ise Adidas ile yüksek meblalı sözleşmeler imzaladılar ki tüm bu takımların sponsorluk geliri ortalama sezon başına 8 milyon avroyu buluyor.
Adidas ilk 10’dan dört kulüp ile sponsorluk anlaşmasına sahip ve bu 4 kulübe yıllık 97,7 milyon avro ödüyor. Nike ise ilk 10’da 5 kulüp ile anlaşarak bu alanda Pazar liderliğini ortaya koyuyor. Nike’nin 5 kulübe yıllık ödediği sponsorluk bedeli 110,58 milyon avro. Warrior ise Liverpool ile yaptığı anlaşma sayesinde listede kendine yer buluyor, Liverpool’a ödenen tutar milyon avro.
 Üç üreticinin 10 takım için sponsorluk gideri 239,3 milyon avro. Kulüp başına ortalama sponsorluk bedeli 24 milyon avroyu buluyor.
tablo 3
Hangi lig daha çok kazanıyor?
forma satış
Lig bazında bakıldığı zaman ise en çok sponsorluk gelirini 3 üretici ve 4 farklı kulüp ile Premier League kazanıyor; 87,31 milyon avro. Premier League’in ardında ise iki üretici ve iki takım ile  geliyor. ’nın en yüksek 10 forma sponsorluğunda geliri 71 milyon avro. Seria A ise iki üretici ve üç takım ile bu pastadan 46,1 milyon avro gelir elde ediyor. Bundesliga ise en yüksek 10 forma sponsorluk geliri sıralamasında 20 milyon avro ile 4. sırada yer alıyor. Bu liglerin dışında Rusya, Türkiye, Brezilya, Meksika gibi gelişmekte olan pazarlar forma üreticilerinin dikkatini çekerken, Asya ve Orta Doğu pazarı ise forma üreticileri için kar odaklı olmaktan uzak. Bazı liglerde izlenen yol ise ekonomide monopol dediğimiz tek bir üretiye bel bağlama şeklinde. Ligin yönetim mekanizması tek bir üretici ile anlaşıyor ve kulüpler o üreticiden forma sağlamak durumunda kalıyor. MLS’i 2004-2012 yılları arasında Adidas giydirirken, Çin Süper Ligi’nde takımlar 2009-2012 arasında Nike markalı formaları giydi. Avusturalya A-League’da ise takımların 2011 yılına kadar Reebok dışına bir üreticiden forma tedarik etmesi yasaktı.
 En çok formayı kim satıyor?
Peki bunca çetrefil içinde en çok satılan forma hangi takıma ait. Forma üreticilere kulüplere bu kadar ödeme yaparken bu ticaretten ne kadar para kazanıyorlar. Almanya lokasyonlu RP-Marketing firmasından Dr. Peter Rohlmann’ın araştırmasına göre bu 10 takım yıllık ortalama 8 milyon adet forma satıyor. Ortalama bir forma fiyatının 60 avro olduğunu belirten Rohlmann’ın bu açıklamasından, bu üç forma üreticisinin yıllık cirosu 480 milyon avro seviyesine çıkıyor. Üreticiler bunun yarısını yani 240 milyon avroluk kısmını kulüplere sponsorluk bedeli olarak ödüyor.
 Tüm bu bilgiler ışında Real Madrid ve Manchester United 2007-2012 yılları arasında senelik ortalama 1,4 milyon adet forma satışı ile birinci sırayı paylaşırken Barcelona yıllık ortalama 1,15 milyon adet forma satışı ile 3. sırada yer alıyor. İngiliz ekibi Chelsea 910 bin adet satış ortalamasını yakalarken bu takımları 880 bin adet ile Bayern Münih takip ediyor. 810 bin adet ile Liverpool listede 6. sırada yer alırken sonraki üç sırayı üç İtalyan takımı alıyor. 480 bin adet forma satışı ile Juventus İtalyanların en çok forma satın takımı olurken, 425 bin adet forma ile Milano ekibi Inter Juventus’un hemen arkasında yer alıyor. AC Milan ise yıllık ortalama 350 bin sayısına ulaşabiliyor. Sonraki sırada ise popülerliği ve global bilinirliği yeni yeni artmaya başlayan Manchester City var. City son 5 sezon baz alındığında sezonluk ortalama 175 bin forma satışına ulaşmış durumda ve her geçen yıl bu rakamın hızla artmasını beklemek hayalcilik değil.
Futbol dünyası ticari gelirlerin en önemli unsuru olan aidiyet duygusunu formalar ile satıyor. Tuttuğu takımın renklerini her sene yeniden dizayn edip, paketleyip tüketicilere sunuyor ve taraftarlar bu formaları alarak tüketici statüsündeki yerlerini alıyor. Takımının forma üreticileri yaptığı yüksek rakamlı sponsorluklara sevinen bir taraftar ödüyor aslında o parayı.