26 Temmuz 2013 Cuma

Nerede bu paralar?

UEFA 2012/13 sezonunda Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'nde boy gösteren takımların UEFA kaynaklarından ne kadar para kazandığını açıkladı. Şampiyonlar Ligindeki temsilcimiz Galatasaray toplam 24,78 milyon Euro elde ederken, Fenerbahçe ise Avrupa Ligi yarı finalinin karşılığını 11,1 milyon Euro’yu kasasına koyarak aldı.
Açıklanan bu rakamlar sonrasında Galatasaray’ın 14-15 Milyon Euro beklediği bu kalemden 5,2 milyon Euro alması bir market-pool tartışmasını alevlendirdi. 
Nedir bu market-pool?
Market-pool yani Türkçedeki karşılığı ile yayın hakkı geliri, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi için o ülkenin yayıncı kuruluşunun ödediği paranın belli bir bölümünün o ülkenin takımları arasında paylaştırılması kabaca.
Genellikle Şampiyonlar Ligine tek takım soktuğumuz için Türkiye için ayrılan market-pool gelirinin tamamını bir takım alıyor.  Eğer birden fazla takım Şampiyonlar Ligine katılırsa bu tutar, ligini kaçıncı bitirip Şampiyonlar Ligine geldin ve Şampiyonlar Ligi'nde kaç maç oynadın gibi iki kritere göre dağıtılıyor. Yani ligin şampiyonu 2. olarak katılan takımdan daha fazla alıyor.
Peki, Market-pool’da para nasıl birikiyor?
Bunun tek bir yolu var. Lige katılan takımların ülkelerindeki TV kanallarının turnuvanın yayın hakkı için UEFA’ya ödedikleri tutarın belli bir kısmı –ki gayri resmi kaynaklar bunu %50 olduğunu söylüyor-. Bu Avrupa Ligi içi ayrı, Şampiyonlar Ligi ayrı bir tutar.
Kıyametin kopma sebebi aslında çok basit. Bir sezon önce Şampiyonlar Ligi temsilcimiz Trabzonspor yayın haklarından kasasına 13,9 milyon Euro koyarken ve o yıla ait yayın haklarının %3,66’sını alırken, bir sezon sonra Galatasaray hem de çeyrek final oynamasına rağmen neden yayın haklarından 5,28 milyon Euro kazandı ki bu tutar toplam yayın hakkının %1,2’si… Gelirin 2,8 kat düştüğü görülüyor.
Bu düşüşün sebebini ararken gördük ki 12/13 sezonu Türk takımlarının yayın hakları havuzundan en az kazandıkları yıl. (Yüzdesel) Yani bir başka deyişle yayıncı kuruluşun en ucuza satın aldığı Şampiyonlar Ligi.
Şampiyonlar Ligi yayın hakları 3 sezonluk periyotlar halinde satılıyor. Ve bu sezon yeni periyodun ilk sezonuydu. 03/06 sezonları arasını kapsayan dönemde toplam 11,39 milyon Euro kazanan kulüplerimiz 629 milyon Euro’luk yayın hakkı havuzunun %1,82’sini alıyordu.
06/09 sezonlarını kapsayan 3 sezonluk bölümde toplam yayın hakları havuzu önceki 3 seneye göre %31,5 artarak 828,10 milyon Euro’ya yükselirken Türk takımlarının bu yayından aldığı pay %2,93’e çıktı. Yani yayın hakları geliri ortalama %31 artarken Türkiye’deki yayıncı kuruluşun ödediği para %113 oranında arttı ve Türk takımları 3 sezonda 24,27 milyon Euro gelir elde etti.
09/12 dönemi ise Türk takımları için tam anlamıyla kurtuluş kapısıydı. Toplam dağıtılan ikramiye 1,7 milyar Euro’dan 2,3 milyar Euro’a çıkarken market-pool payı ise 828,1 milyon Euro’dan 1,095 milyar Euro’a çıktı. Türk takımlarının bu dönemde toplam geliri 40,20 milyon Euro oldu market-pool kısmında.
13 Nisan 2013 tarihinde UEFA’nın sitesinde Doğan Medya Grubu ile 12/15 sezonlarını kapsayan yeni dönem için yayın anlaşmasının uzatıldığı duyuruldu ancak Doğan Grubunun ödeyeceği tutar konusunda bir açıklama yapılmadı.
09/12 döneminde sezon başına hiç 13 milyon Euro’nun altına düşmeyen yayın hakkı geliri nasıl 5,2 milyon Euro’ya düştü. İlk başta bir yanlışlık olasılığı herkesin zihnine düştü ancak daha sonra yapılan birkaç telefon görüşmesi, 12/15 Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi yayın haklarının geçtiğimiz periyoda göre oldukça düşük bir ücret ile yenilendiği öğrenildi. Geçtiğimiz 3 yıl için yaklaşık 60 milyon Euro ödeyen Doğan Medya Grubu, 12/15 dönemi için yıllık 12 milyon Euro’ya anlaşma yapmış durumda...
Ancak hala birkaç soru işareti henüz giderilmeyi bekliyor. Öncelikle nasıl oluyor da Fenerbahçe yayın geliri olarak bir Avrupa Ligi katılanı olarak Şampiyonlar Ligindeki temsilcimizden daha fazla kazanıyor. Bu soruya tatmin edici bir cevap olmamak ile birlikte yayıncı kuruluşun Avrupa Ligine daha fazla para verme durumu. Çünkü Şampiyonlar Ligine sokabileceğimiz maksimum takım sayısı 2 iken ki bu genellikle 1 oluyor Avrupa Ligine 4 takım ile katılma ihtimali. Yani yayıncı kuruluş Şampiyonlar Ligi için sadece 1 takım taraftarına dekoder satarken Avrupa Ligi için 3-4 takımın taraftarına dekoder satabilecek durumda.
Bu saatten sonra önümüzdeki 3 yıl için çeyrek finale kalan bir takımın gelirinin 25-30 milyon Euro’yu geçmeyeceğini hesaba katarak planlama yapmak gerekiyor.
Ayrıca 2012/13 Şampiyonlar Ligi yayın gelirinden ülkelerin aldıkları paylara baktığımızda ortaya çıkan tablo çok da iç açıcı değil.
Ülke
ŞL Yayın Geliri
İTA
81.072.000,00
ENG
72.632.000,00
İSP
68.661.000,00
FRA
58.889.000,00
ALM
52.287.000,00
YUN
11.646.000,00
NOR
11.302.000,00
RUS
10.564.000,00
HOL
9.798.000,00
İSK
8.070.000,00
POR
7.028.000,00
TUR
5.282.000,00
ROM
5.202.000,00
BEL
3.206.000,00
UKR
2.271.000,00
HRV
1.400.000,00
BELARUS
290.000,00
6. büyük futbol ekonomisi olarak yayıncı kuruluş geliri olarak 12. sırada yer alıyoruz. Yunanistan, Norveç, Portekiz gibi bir takım ülkeler bu turnuvaya bizden daha fazla para yatırıyor ya da pazarlık etmeyi bilmiyorlar.
Ama ne olursa olsun UEFA hiçbir parayı cebinden vermiyor. Aslında yaptığı senden aldığını sana vermek.

Transferin ‘En’leri

Futbolun en önemli ve belki de taraftarı en çok heyecanlandıran kısmı transfer. Geçtiğimiz günlerde Avrupa’da transferin rakamlarını vermiş ve durumun bir fotoğrafını çekmiştik. Bir oyuncu transfer etmek, karpuz seçmekten daha kolay bir kurguya sahip. Karpuzu kesmeden içinde ne olduğunu göremiyorsunuz ancak bir futbolcuyu almadan önce pek çok kez izliyor ve izletiyor, parçası olduğu takımın sizin takımınız ile benzerliklerini ve farklılıklarını sentezleyebiliyorsunuz.
Transfer bazen geleceğe yapılan bir yatırım bazen de sizi hedefe götürecek anlık bir strateji oluyor. Bosman kuralları öncesinde transferin belirleyicisi kulüpler olurken artık oyuncular sözleşmelerini tamamladıktan sonra istedikleri şekilde hareket edebiliyorlar, haliyle bu da kulüplerin bonservis gelirlerinde bir düşüşe sebep oluyor ancak bazen öyle özel oyuncular çıkıyor ki sözleşmenin bitmesini bekleyemiyor taliplileri.
Avrupa futbolundaki en karlı futbolcu alım satımlarını incelediğimiz de birinci sırada kulübüne tam 76,5 milyon euro kazandıran Cristiano Ronaldo bulunuyor. Manchester United’a, Sporting’ten 17,5 milyon euro’ya transfer olan Portekizli İspanyol kulübü Real Madrid’e giderken Man Utd’ın aldığı bonservis bedeli 94 milyon euro’ydu.
Oyuncu
Alınan Takım
Alış Fiyatı
Önceki Takım
  Satış Fiyatı
Satılan Takım
    Al Sat Karı
Cristiano Ronaldo
Sporting
17.500.000 €
Manchester United
94.000.000 €
Real Madrid
76.500.000 €
Zinedine Zidane
Bordeaux
3.500.000 €
Juventus
73.500.000 €
Real Madrid
70.000.000 €
Luís Figo
Sporting
2.500.000 €
Barcelona
60.000.000 €
Real Madrid
57.500.000 €
Kaka
Sao Paulo
8.250.000 €
AC Milan
65.000.000 €
Real Madrid
56.750.000 €
E. Cavani
Palermo
12.000.000 €
Napoli
64.500.000 €
Paris
52.500.000 €
H. Crespo
River Plate
4.000.000 €
Parma
55.000.000 €
Lazio
51.000.000 €
Zlatan Ibrahimovic
Juventus
24.800.000 €
Inter Milan
69.500.000 €
Barcelona
44.700.000 €
Falcao
River Plate
5.430.000 €
FC Porto
47.000.000 €
Atletico Madrid
41.570.000 €
Pavel Nedved
Sparta Prag
3.500.000 €
Lazio
41.200.000 €
Juventus
37.700.000 €
James Rodríguez
CA Banfield
 7.350.000 €
FC Porto
45.000.000 €
Monaco
37.650.000 €
Fransız futbolunun 96 yılındaki kahramanı Zidane ise İntertoto kupasındaki performansı sonrası Bordeaux’dan Juventus’a 3,5 Milyon euro’ya transfer olurken, Juventus’tan İspanyol ekibi Real Madrid’e tam 73,5 milyon euro’ya transfer olunca Juventus 70 milyon € bir farkın sahibi oldu ve bu transfer kulübüne en çok kazandıran transferler arasında 2. sırada yer aldı.
Bir diğer futbol fenomeni Portekizli Figo, Sporting’ten 2,5 milyon euro’ya transfer olduğu Barcelona’dan ezeli rakibi Real Madrid’e tam 60 milyon euro karşılığında transfer oldu ve en çok kazandıran oyuncular sıralamasında 3. sıranın sahibi oldu.
İlk sırada yer alan 10 futbolcunun kulüplerine sağladıkları al-sat karı yaklaşık 526 milyon euro seviyesinde ki bu çok ciddi rakam olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca bu karın sadece al-sat karı olduğunu mali tablolara yansıyan karın bundan daha farklı ve daha fazla olduğunu belirtmek gerekir.
Listeyi incelediğimizde Real Madrid en yüksek ilk 4 transferde alıcı rolünde ve transferde taraf olan diğer kulüplere kazandırdığı tutar 260 milyon euro.
Listeye 2 oyuncu satarak giden tek kulüp Porto. River’dan 5,4 milyon euro’ya aldığı Falcao’yu 47 milyon euro’ya , Banfield’dan 7,3 milyon euro’ya aldığı James Rodriguez’i ise Monaco’ya 45 milyon euro’ya satan Portekiz ekibi toplam kazandığı 79 milyon euro ile aynı zamanda listenin en çok kazanan takımı.
Lig olarak bu transferlere en çok katkı yapan ise Serie A oldu. Juve Zidane’ı, Milan Kaka’yı, Napoli Cavani’yi, Parma Crespo’yu, Inter Ibrahimoviç’i ve Lazio Nedved’i  satarak ilk 10’da yer buldu. Serie A, 10 kişilik listede 6 futbolcu ile ilk sırada yer alıyor.
Kaybedenler
Her kazananın olduğu yerde bir de kaybeden olmak zorunda ve transferde her zaman dikiş tutturmak mümkün değil. Oyunun doğası gereği bir oyuncunun belli kriterler ışında piyasa değerleri düşüyor. Formsuz ve sakatlıklarla geçen bir sezon, ilerleyen yaş, aldığı yüksek ücret bir futbolcunun bir sonraki transferinde bonservis bedelinin belirleyicisi olabiliyor.
Aşağıdaki liste ise en çok zarar edilen 10 futbolcunun listesi.
İlk sırada bir önceki kazananlar listesinde yer alan Ibrahimoviç yer alıyor. Inter’den Barcelona’ya 69,5 milyon euro’ya transfer olan İsveçlinin Milan’a giderken ederi 24 milyon euro’ydu. Barcelona bu transferden 45,5 milyon eurro zarar etti.
İkinci sırada yine Barcelona var. Valencia’dan 40 milyon euro vererek aldıkları David Villa’yı 2,1 milyon € karşılığında Atletico Madrid’e gönderdiler ve 39 milyon euro zarar ettiler. İki futbolcu için toplam zarar 83,4 milyon euro.
Oyuncu
Alınan Takım
Alış Fiyatı
Önceki Takım
Satış Fiyatı
Satılan Takım
    Al Sat Karı
Zlatan Ibrahimovic
Inter Milan
69.500.000 €
FC Barcelona
24.000.000 €
AC Milan
-45.500.000 €
David Villa
Valencia
40.000.000 €
FC Barcelona
2.100.000 €
Atlético Madrid
-37.900.000 €
Ronaldo
Inter Milan
45.000.000 €
Real Madrid
7.500.000 €
AC Milan
-37.500.000 €
Lilian Thuram
FC Parma
41.500.000 €
Juventus
5.000.000 €
FC Barcelona
-36.500.000 €
Dimitar Berbatov
Tottenham
38.000.000 €
Manchester United
5.000.000 €
Fulham
-33.000.000 €
Robinho
Real Madrid
43.000.000 €
Manchester City
18.000.000 €
AC Milan
-25.000.000 €
Andy Carroll
Newcastle
41.000.000 €
FC Liverpool
17.500.000 €
West Ham
-23.500.000 €
Antonio Cassano
AS Bari
28.500.000 €
AS Roma
5.500.000 €
Real Madrid
-23.000.000 €
Emmanuel Adebayor
Arsenal
29.000.000 €
Manchester City
6.400.000 €
Tottenham
-22.600.000 €
Amauri
Palermo
22.800.000 €
Juventus
500.000 €
Fiorentina
-22.300.000 €
Tüm listeye baktığımızda 300 milyon euro gibi bir rakam çıkıyor karşımıza ve bunun 83 milyon euro’su tek başına Barcelona’ya ait. 47,6 milyon euro zarar ile ikinci sırada ise Man City bulunuyor.
İngiliz kulüplerinin 104 milyon euro’luk zararı İspanyolların 120 milyon euro zararından sonra ikinci sırada.
Transfer içinde pek çok bilinmeyen içerse de bir takım kural ve kaideler ışığında başarı sağlanması olası bir ticari hamle. Ticaretini alırken kazanmak üzerine kurmuş kişilerin bu şablonunu transfer için bir yol haritası haline getirmek kulüpleri onarılmaz mali açıklardan kurtarabilir.

Transfer Rüzgarı

Yazı veya tura. Bir futbol maçına avantajlı başlamak için dahi para yönünden şanslı olman gerekiyor. Endüstriyel futbolun, futbol sahası içinde dışında ne varsa satma arayışının saha dışına düşen günlerindeyiz. Yaz ayları eğer büyük bir turnuva yoksa medyada transfer şenlikleri olarak kutlanır. U-20 Dünya Kupasının da –yaş itibarı ile olsa gerek- medyamız tarafından küçük görülmesi ve en az seyirci ile gerçekleşen turnuva olmasına rağmen gerek UEFA kararları gerekse transfer sezonu oldukça hareketli geçiyor bu transfer döneminde.
Avrupa’daki özellikle EURO bölgesindeki krizin etkisi en az futbol kulüplerini etkiliyor çünkü artık kulüplerin birçoğu oligarkların, şeyhlerin, multi milyarderlerin elinde. Böyle olunca harcanan paranın boyutu da git gide artıyor ve bir çığ gibi büyüyor.
Sözleşmedeki rakamlar okunurken kolay ama saymaya geldiğinde zor, birçok sıfır içeriyor. Avrupa’da transfere en çok para harcayan 10 ligin şu an itibari ile harcadığı toplam para 1,5 milyar Euro’yu bulmuş durumda ve transfer sezonunun sonunda bu rakamın nereye varacağının sınırı kulüp sahiplerinin insiyatifinde.
Harcama bazında İngiltere Premier League birinci sırada yer alıyor. 69 yeni oyuncunun boy göstereceği Premier League’de 306 Milyon Euro bonservis bedeli ödenirken, kulüplerin oyuncu satışından elde ettikleri gelir ise 60 Milyon Euro. Transfer cari açığı konusunda ilk sırada yer alıyor bu durumda Premier League tam 247 Milyon Euro ile.
Man City’nin Fernandinho ya verdiği 40 Milyon Euro ve Navas için harcadığı 20 Milyon Euro’nun yanında Schürrle için 22 Milyon Euro ödeyen Chelsea bu açığın %33’lük kısmını oluşturuyor.
Fransa Ligue 1’de ise PGS’den sonra Monaco’da kontrolsüz harcama hastalığına tutuldu ve pek çok kulüp şu anda fax başında Monaco’nun bir futbolcularına talip olmasını bekliyor.
Fransa’da harcanan 246 Milyon Euro var bunun 208 Milyon Euro’su bu iki takım tarafından harcanmış durumda. Monaco 144 Milyon Euro harcarken, PGS şu ana kadar sadece Cavani’yi transfer etti ve şimdiden 64 Milyon Euro harcamış durumda. Genelde futbolcu ihraç etmesi ile ünlü olan Fransızlar 3 sezondur cari açık veriyorlar. Ki U-20 takımlarının taş gibi olduğu ortada.
Ligue 1’in en pahalı transferleri 64 Milyon Euro ile Cavani, onun ardından ise 3 Monaco transferi geliyor, 60 Milyon Euro Falcao, 45 Milyon Euro James Rodríguez ve 25 Milyon Euro ile João Moutinho.
La Liga ise en fazla harcama yapan ligler içinde 3. Sırada ve cari açık vermeyen 3 ligden biri konumunda. La Liga kulüpleri transfere 228 Milyon Euro harcarken, oyuncu satışından 260 Milyon Euro kazandılar. Navas, Falcao, Alcántara İspanya Liginin cari fazla vermesinin en büyük sebebi, bu 3 futbolcunun satışında kulüplerin kasasına 100 Milyon Euro.
İtalya Seria A 218 Milyon Euro harcarken, 209 Milyon Euro kazandı. Cavani’nin transferi olmasaydı Seria A ciddi bir açık ile karşı karşıya kalacaktı ki buna Krkic transferini de eklemek gerekir çünkü Krkic  13 Milyon Euro’ya yuvaya döndü. Gerçi hemen Ajax’a kiralandı ama bir sürede olsa eve uğradı.
Bundesliga bu sezon çok sıra dışı bir değişim yaşıyor. Önce Guardiola ile başlayan değişim Dortmund’un 50 Milyon Euro harcaması ile taçlandı. Gerçi bu harcamanın 37 Milyon Euro’su Götze transferi ile Bayern tarafından finanse edildi ancak Dortmund’un en son bu şekilde para harcadığını hatırlayanların aklına kötü hatıralar geliyor. 97/98 sezonundan beri transferde cari fazla vermeyen lig bu sezon da 40 Milyon Euro cari açık ile transfer sezonuna devam ediyor.
Ülkemizde ise yine her alanda olduğu gibi burada da cari açık ile karşı karşıyayız. 50 Milyon Euro transfere para harcanmışken gelir 17 Milyon Euro’da kaldı. Şu anda transfer rekoru Alper Potuk’ da. Onu Chedjou, Alves ve Kadlec izliyor.
12 yıldır süren cari açığın Süper Lig’e maliyeti 426 Milyon Euro. O dönemlerde yabancı sayıları nedir bunun cari açığa etkisi nedir bunları ayrıca araştırmak lazım.
Portekiz, Hollanda ve İspanya ligleri dışarıya aldığından çok oyuncu satan 3 lig. Portekiz’in bu konudaki ünü herkesçe malum. Hollanda, özellikle İngiltere’ye yolladığı futbolcular ile
Avrupa’da kulüp bazında en büyük parayı ise şu ana kadar Monaco harcamış durumda.
Gelir kısmında ise Neymar transferi ile Santos Avrupa dışından listeye giren tek takım. Ama her zamanki gibi rekor Porto’da.