30 Mayıs 2013 Perşembe

Üzerinde Güneş Batmayan Takım : Man Utd

*Bu yazı 21.05.2013 Tarihinde TotemSpor'da yayınlanmış ve TotemSpor için yazılmıştır.

Son yıllarda sermaye gruplarının futbola etkisine bakıldığında 2 tür sermaye davranışı gözleniyor. Birincisi, Abramoviç’in Chelsea’si, Şeyhin Man City’si gibi harcama eğilimli sermaye hareketleri diğeri ise Man Utd gibi özsermaye ile desteklenen gelir-gider dengeli uzun vadede kar amaçlı sermaye hareketleri.
2011-12 sezonunda şampiyonluğu şehrin diğer takımına kaptıran, Avrupaya erken havlu Man Utd, Ferguson’nun önderliğinde oluşturduğu iş modeli ile yine ligin en çok kazanan takımı oldu.
2011-12 sezonunda toplam 320,20 milyon £ gelir elde eden kulüp yine 300 milyon £ barajını geçen tek takım oldu ve gelir anlamında en yakın rakibi Chelsea’ye 65 milyon £ fark attı.2011-12 sezonunda 2,3 milyar £ gelir elde eden Premier Lig kulüpleri içinde Man Utd 320,2 milyon £’luk geliri ile ligin toplam gelirinin %13,6’sına sahip oldu.
200 Milyon £ barajını aşan sadece 4 takım olduğunu ve Man City’nin bu barajı bu sezon ilk geç geçtiğini düşünürsek Man Utd’ın bu geliri elde etme konusunda sahip olduğu tecrübeyi de bir kenara pozitif etki olarak yazmak gerekir çünkü para harcamayı bilmek, gelir arttığında buna düzgün reaksiyon vermek ve doğru yönetmek önemli bir özellik halini alıyor.
Her ne kadar gelirler, finansal tablolar güzel olsa da futbol sahada oynanan ve şampiyonluğun futbolcular ile kazanıldığı bir spor. Haliyle burada ortaya takımların futbolculara ödediği ücretler in önemi çıkıyor.
Premier Lig 2011/12 sezonunda 2,3 milyar £ gelir elde ederken bunun 1,62 milyar £’unu futbolculara maaş ve prim ödedi. Kısaca toplam gelirin %70’i futbolculara aktarılmış durumda.
Futbolculara en çok ödeme yapan 5 kulübe baktığımızda Man City 201,8 milyon £ ile ilk sırada yer alırken onu 175,7 milyon £ ile Chelsea izliyor. Üçüncü sırada 161,70 milyon £ ile Man Utd yer alırken Arsenal 143,40 milyon £ ile dördüncü sırada. Liverpool ise 109,2 milyon £ ile 100 milyon barajının hemen üzerinde yer alıyor.
Takımların gelir/ücret dengesine bakıldığında Man Utd farkı kendini bir kez daha ortaya koyuyor. Premier Lig’de futbolcularına en fazla ücret ödeyen üçüncü kulüp olan kırmızı şeytanlar gelir/ücret dengesinde ise gelirinden futbolculara en az payı veren ikinci kulüp olarak çıkıyor karşımıza. Norwich gelirinin %50’sini futbolcularına aktarırken Man Utd %50,5 ile ikinci sırada yer alıyor. Blackburn hazandığı her 100 £’un 92,25£’unu futbolculara aktarırken, QPR 91,41£’unu, Man City ise 87,3£’unu futbolculara veriyor.
Man Utd son 5 sezonda vergi sonrası 38,3 milyon £ kar elde ederken, faaliyet karı 372 milyon £’u buldu.  Kulübü borç ile yöneten Man Utd yöneticilere her zaman Ferguson’a rahat bir hareket alanı bıraktı. Son beş sezona kasasında en az 70 milyon £ ile başlayan Man Utd ticari gelirlerinde ise her sezon yeni harikalar yaratıyor. 2009 yılında 65,9 milyon £ ticari geliri olan kulübün 2012/13 sezonunda bu rakamı %131’lik artış ile 152 milyon £’a çıkartması bekleniyor.
Maç günü gelirlerinde ise bir standart yakalanmış durumda. Aradaki farkı kulübün Avrupa kupalarında yaptığı maçların sayısı belirliyor. Avrupaya erken veda edildiği sezonlarda daha az maç oynama durumunda kalan kırmızı şeytanların maç günü gelirleride ister istemez düşüyor.
Yayın gelirleri ise yine Avrupdaki başarı ile orantılı. Premier Lig’de her zaman en yüksek yayın gelirine sahip olan takımın gelirini Avrupa kupalarındaki nüanslar belirliyor. Bu yıl devreye girecek yeni naklen yayın anlaşması ile yayın gelirlerinde hatrı sayılır bir artış olacağını da not etmek gerekebilir.
Alex Ferguson sadece Man Utd için değil tüm futbol dünyası için bir ilham perisidir. Çiğnediği sakız, zaman zaman hakem kararlarına etkisi hep konuşuldu ancak sabır ve inançla kurulan bir imparatorluğun tek hükümdarıdır Ferguson. Tökezlediğinde kolundan tutup kaldırılmasaydı, şampiyon olamadığı her sezon gönderilseydi bu takımın dünyanın dörtbir yanında yılda 500binin üzerinde forma satması sadece bir hayal olurdu.
Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin bir Man Utd formalı insan görürsünüz. Arkasında Cantona’dan, Beckham’a, Giggs’ten, McClair’a , Irwin’den Keane’e, Scholes’e yüzlerce farklı isim yazılı olabilir ama hepsinin o formada olmasının en büyük nedenlerinden biridir Sir.
Man Utd, dünyanın her yerinde, her an formasını top oynayan çocukların üzerinde görebileceğiniz bir takım. Kaynaklarını sadece saha içinde değil saha dışında da maksimum verimle kullanan bir ekip. Moyes’in işi böylesi bir düzene geldiği için kolay ama böylesi bir düzene geldiği için de oldukça zor.