9 Ekim 2009 Cuma

Turkcell Süper Lig'in Diğer Ligler Karşısındaki Durumu

Ligimizin kalitesi hakkında yazılıp çizilenleri bir araya getirdiğimizde aklıma bir soru takılıyor. Ligimiz kaliteli mi?

Kalite, özellikle birinin ak dediğine diğerinin kara dediği bir medya ortamında nasıl ölçülür pek bi fikrim yok. Biraz arşiv çalışması, biraz da öznel yargılarla bir kaç lig ile karşılaştırma yapmak istiyorum.

Kaliteyi ölçmek için öncelikle "kalitenin standartlarını" belirlemek gerekir. Maç başına gol, topun oyunda kalma süresi, yapılan fual, görülen kart, yabancı oyuncuların mantalitesi vs. vs.

Ama bence bizi Avrupa'da en kaliteli 6. lig yapan takımların hedefleridir. Ligte takımların hedefi oldukça, var oldukları ligin kalitesini artırırlar.

Bir ligte şampiyon olmak için 2.den bir puan fazla yeterlidir. Lig 2.si ile şampiyon arasındaki puan farkı arttıkça kaliteli olan lig değil şampiyon takımdır. Bir ligin kaliteli olması ile zevkli olması arasında bir bağlantı muhakkak ki vardır ancak her kaliteli lig zevkli olmayabilir.
Dünyanın en kaliteli ligi olarak görülen EPL'ye bir göz atalım. Mevzuya parasal yönden bakarsak Premier Ligin üstünlüğünü peşinen kabul etmiş oluruz. Ancak son 5 sezon ortalamaları göz önüne alındığında Premier Ligte şampiyon olmak için alınması gereken puan 2,23. Yani 5 maçta 11 puan almak gerekiyor. Böyle olunca 5 maçta 3 galibiyet 1 beraberlik bile yetmiyor şampiyonluk için. 5 maçta 3 galibiyet 2 beraberlik gerekli en az.

Küme düşme hattına bakacak olursak, lige tutunmak için maç başına 0,95 puan gerekli. 5 maçın tamamında berabere kalmak yahut 1 galibiyet 2 beraberlik gerekli bu da 5 maç için 2 maç mağlubiyet kredisi veriyor takımlara.

5 sezonun ortalamasına baktığımızda şampiyon ile ikinci arasında 6,6 puanlık fark oluşmuş lig sonunda. Bu da şampiyonun genel olarak ligin bitime 3 hafta kala belli olduğunu gösteriyor.

Premier Ligte 7 takım Avrupa Kupalarına katılma hakkına sahip. Avrupa'ya gitme mücadelesinde genelde 10 takım mücadele ediyor ve Avrupa Kupalarına gidecek son takım genelde son hafta belli oluyor.

Premier Ligte son 3 sırada yer alan takımlar lige veda ediyor. Ve yine ligte kalmak için genelde 5 takım mücadele ediyor. Yani Premier Ligte 15 takım bir hedef için mücadele ediyor. Bu da 20 takımlı ligte takımların %75'inin hedefi olduğu anlamına gelir.

Premier Lig şampiyon olmak için maç başına alınması gereken puanda 2,23 ile en çok puanı gerektiren ülke, kümede kalmak için ise alınması gereken 0,947 puan ile 6 lig içinde en düşük olanı. Burada çıkan sonuç şampiyonluğa oynayan takımlar ile küşe düşmeme mücadelesi verek takımlar arasında muazzan bir güç farkı var.

Bir diğer seyrine doyum olmayan lig ise İspanya'nın La Liga'sı. Bir takımın teknir direktörü iseniz ve takımınıza La Liga'da şampiyonluk yaşatmak istiyorsanız maç başına 2,03 puan toplamalasınız. Bu da demektir ki 5 maçta 10 puan size yeterli olacaktır. Size 5 maçta bir malubiyet, bir beraberlik hakkı veriyor ki Premier Lig'te böyle bir hakkınız yok. La Liga'nın da şampiyon ile ikinci arasındaki puan farkı 6,6 ortalama olarak. Yani şampiyon genelde son 3 haftada netlik kazanıyor.

Yönettiğiniz takım ile amansız bir kümede mücadelesinin içindeyseniz, maç başına 1,052 puan çıkartmak zorundasınız ortalamada. 5 maçta 5 beraberlik bile yetmiyor. Nispeten takımlar arasındaki güç Premier Lig'e dengeli gibi görünüyor.

La Liga'da 7 takım Avrupa Kupaları vizesi alabiliyor ve geçen sezon 8 takım bu vizenin peşindeydi. Küme düşme potasında ise 8 takım ligte kalmak için mücadele etti. Yani 20 takımlı ligin 16 takımı bir hedef uğruna maçlara çıktılar.
Serie A'nın izlenebilirliği Kaka'nın ve İbrahimoviç'in La Liga'ya transfer olmalarıyla sorgulanmaya başladı ancak şampiyon olmak gerekli puan La Liga ile neredeyse aynı; 2,02. Yani 5 maçta 3 galibiyet 1 beraberlik ile mutlu sona ulaşmak mümkün.

Ligte kalmak için gerekli puan ise 5 senenin ortalamasına bakıldığında kalbur üstü 6 lig arasında Premier Ligten sonra en düşük olanı. Ligte kalmak için 0,973 puan almak yeterli. 5 maçta 5 beraberlik yahut 1 galibiyet 2 beraberlik lige tutunmaya yetiyor. 5 maçta 2 galibiyet ile kendinizi, 20 takımlı ligte 12/13. sırada bulabilirsiniz.

İtalya liginde şampiyon ile 2. arasındaki puan farkı ise 9,8. Yani şampiyon, ligin bitimine 4 hafta kala kupasını kaldırabiliyor.

Bundesliga şampiyon olmak için maç başına 2 puandan az almanızın yeterli olduğu ilk ülke. 1,99 puan ile şampiyonluk hayal değil. Şampiyon olmanın puan olarak ederinin düşük olması ligi sürprizlere açık bir hale getiriyor. 5 maçta 3 galibiyet 1 beraberlik şampiyonluk için yeterli sonuçlar. Şampiyonluk gibi kümede kalmanın puan karşılığıda biraz önce değindiğimiz liglere göre daha düşük. 0,988 puan ile lige tutunmuş son 5 sezonda takımlar. 5 maçlık serilerde 1 galibiyet 2 beraberlik ile takımlar ligde kalabiliyorlar. Biraz daha başarılı bir performans takımlara Avrupa kapılarını açabiliyor.

Şampiyon ile ligi 2. bitiren takım arasındaki puan farkı 5 sezonun ortalamasında 7. Bu da demektir ki, lig şampiyonu son 2 haftaya girildiğinde belli oluyor.

Fransa Ligi belki de istatistiklerin en ilginç olduğu lig. Şampiyon olmak için 1.88 puan gerekli iken 1.031 puanın altında almak sizi tutmuyor. Yani namağlüp olarak lige veda etmek mümkün. Lyon'un ligteki ambargosu sayesinde lider ile 2. arasındaki puan farkı genelde 10 puan civarında oluyordu. Buda gösteriyor ki Lyon dışındaki takımları katagorize ederken terazinin çok hassas olması gerekiyor. Lyon'dan önceki dönemde 6 sezonda 6 farklı şampiyon çıkmasıda bu puan farkının mu kadar az almasının bir diğer açıklaması.
Ve ligimize bakacak olursak Türkcell Süper Lig, Premier Ligten sonra en yüksek şampiyonluk puan ortalamasına sahip. son 5 sezonda sadece 3 büyükler şampiyon olsada 2,13 puanı tutturmak gerekiyor. 10 maçta 6 galibiyet 2 beraberlik 1 mağlubiyet demek. Yani ligte 3 ya da 4 mağlübiyet hakkınız var.

Küme düşme potasında ise en yüksek 2. ülke Türkiye. İspanyada ligte kalmak için 1,073 puan gerekirken ülkemizde 1,052 almak gerekiyor. Yani namağlup ligten düşmek mümkün.

Bu verilerden liglerin kalitesine kesin anlamda ulaşmak tabi ki mümkün değil ancak mücadele ligin kalitesini direkt etkileyen bir unsur. Puan mücadelesi olarak Almanya ve Fransa liglerini geride bıraktığımızı söyleyebiliriz.

Maç başına atılan gol sayıları, topun oyunda kalma süresi, futbolcuların kalitesi gibi unsurlarıda göz önüne alarak bir değerlendirme yapmak tabiki daha anlamlı olacaktır. Ayrıca saha dışı faktörlerde ligin kalitesini doğrudan etkileyen faktörler. Stadların güzel, temiz, güvenli olması maç günü gelirleri hatrı sayılı şekilde artırıyor ki burada birinci sıraya şüphesiz Premier Lig'i koymak gerekir.

Bir ligin gelirleri arttıkça, o lige gelen futbolcuların kalitesi artmakta.

Şu anda bir seçim yapmalıyız. Ya kendi kaliteli futbolcularımızı yetiştireceğiz ya da 18 takımın 144 yabancı futbolcu transfer hakkını düzgün kullanmasını dileyeceğiz. Ülke futbolunun 6+2 kuralı ile kitlenmesi, sürekli kirlenmesi karşısında biran önce birşeyler yapmak gerekiyor.

0 yorum: