20 Ekim 2009 Salı

Bedenimi Eğitme Lütfen...

Bu konu bir süredir yazıya dökülmeyi bekliyordu, Fatih Terim'in Türk futbolu hakkındaki tehşislerini koyduğu veda temalı basın toplantısında tekrar dillendirilince şimdi yazmak zamanıdır dedim.

Bu yazıyı okuyanların ve okuyacakların çoğu Beden Eğitimi dersini almış, askere gitmiş ya da gidecektir. Bu durumda yazdıklarımın bir anlamı olacağını düşünüyorum.

İlk okulda en sevmediğim dersti Beden Eğitimi. Resmi bayramların mezesi olmak adına yapılan yürüyüş çalışmaları ileride hava nasıl olursa olsun beyinleri önlüklerimizden daha siyah adamlar için montsuz, hırkasız bekleyişlerle stad köşerlerinde donmaya hazırlıyordu bizi. Yemyeşil çimlere basmak yasaktı. Tartan pistte "şeref tribünü" önündeyken başlar sağa dönecek şekilde yürümek zorundaydık.

"Kıt'a dur!" konumutunu ilk kez 2. belki 3. sınıfta duydum. Sonkez de yeşil kamuflajlar içinde askerde. Anladım ki o beden bunun için eğitilmiş.

Beden Eğitimi derslerinin seçmeli olması konusunda bir tartışmadır gidiyor. Sanki Elvan Abeylegese'yi beden öğretmeni Erhan hoca keşfetti. Eğer bu dersler asker ocağındaki acemilik devresinde insanlar zorluk çemesin diyeyse hiç gerek yok. Eğer ufacık çocuklar Vali, Kaymakam, Komutan önünden geçerken ayakları karışmasın diye bedenleri eğitilecekse seçilmesin bu ders.

"Sağa/sola çark" edeceksek varsın buradan çark edelim, kaldıralım bu dersi.

Adıyla hiç bir ilgisi olmayan, bedeni değil sivrilikleri eğitmek gibi bir misyon üzerinden yürüyen dersler, lise sıralarında test saati olacak şekilde mutasyona uğruyor.

Hangi okulda bu dersten sonra duş alabileceğiniz bir yer var?

Hangi okulda öğrencileri yetenekli oldukları branşa yönlendirecek çeşitlilikte hoca var?

Futbolcu gençlerimizin ne kadarı okul-futbol ayırımında ikisi birden diyebiliyor?

Basket sahası, kapalı spor salonu kaç okulda var?

Yarım yamalak işler üzerinde uzmanlaşma konusundaki inadımızı kırmalıyız artık. Ya tam yap, ya hiç yapma noktasına ne zaman geleceğiz?

Bedeni eğitmekten önce kafayı eğitmek gerekiyor.

FutboLise, LiseBasket gibi yetenek sınavı ile öğrenci alan okul yapılandırması yakın gelecekte zor görünüyor ancak insanları spor-okul ikilemine sokmadan bu işi kıvırmalıyız.

4 yorum:

Emrah DURMUŞ dedi ki...

Aynen katılıyorum ayrıca 19 Mayıs gösterilerinde nefret ederdim. Lise bitti artık seviyorum Resmi Bayramları.

Unknown dedi ki...

bir de yüzde yüz naylon olan eşortmanları değerinin kat kat fazlası para ödeyerek almak zorunda bırakılırdık arkasında okulun ismi yazılı diye. bu eşortmanlardaki yazıların ilk yıkamada kısmen,ikinci yıkamada tamamen silinme özelliği de bulunmaktaydı.

Unknown dedi ki...

ayrıca ben üni de bile beden eğitimi dersi aldım(!). ders yök tarafından zorunlu kılınmış.ama kredisi yok. ben ve hiç bir arkadaşım bir kere bile derse katılmadık. yine de hepimiz "başarılı" sayılarak dersten geçtik. yani sadece yasal prosedürleri yerine getirme amaçlı bir anlamı var beden eğitiminin üni.lerde de bile.üstelik dersin hocası Cevat Güler ve üniversite en saygın üni.lerden biri olan İstanbul Üniversitesi olsa da

Oe dedi ki...

amerikalıların her kötüsünü alıp iyilerini bir kenara bırakmısız.

misal holivud un tüm gençlik filmlerine bakın hepsi spor ve sporcunun dostudur. hatta takımda oynayan adamlar man kafalı da olsa herkes onlara gıpta ile bakar falan. zaten okulun en güzelleri de hep takımın amigo kızı olma çabasında olur. gerci onlar da mal oluyor ya neyse.

abd nin bu tutumu senaryolarda da kalmıyor. abd her sene onlarca spora ilgili ögrenciyi liseden sonra alıyor, spor bursu veriyor ve okulunda okumak için olanak tanıyor.

abd de futbol kısa zamanda nasıl bu kadar ilerledinin de cevabı aslında bu.