29 Haziran 2009 Pazartesi

Modern Zamanlarda Kölelik...

Bitti sandığımız şeyler bu yüzyılda mekan ve kılık değiştirip önümüze geliyor. Sessiz sedasız unuttuğumuz şeylerin bu şekilde itici ve habersiz yaşamımıza sızmasına hiç birşey yapamamak daha kötü.

Benim sevdiğim takımın başkanı Kunta Kinte'yi kırbaçlayan kahyadan farklı değil gözümde.

Demirören "siyah-beyaz"ın beyazı olmaya çalıştı hep. Beşiktaş'ı da anlamasız bir yarışın içine sokup, "siyah" olan, halkın parçası olan tarafını, "beyaz"laştırmak, ehlileştirmek için çalıştı. Pek çok şeyin Demirören yönetimine nasip(!) olması tesadüf müdür acaba? Del Bosque'ye ödenen tazminat, Bursaspor'a ödenecek ceza, Çarşı'nın kendini fesh etmesi. Ve bence en acısı futbolcu kıyımı.

Son olarak Serdar Kurtuluş'tan kurtuldu(!) Beşiktaş. Elimizde büyüyen, taç atarken dizleri titreyen, hatalı pas yapınca yüzü kızaran bir çocuktu Beşiktaş'a geldiğinde. Tigana'daki "potansiyeli görme yeteneği" onuda hemen keşfetmişti. Yarım sezon sonra Beşiktaş orta sahasının değişmez ismi olmuştu ve inanılmaz bir gelişme göstermişti.

Yabancılarla Fink(!) atmayı sevenler, daha ne kadar elindekini har vurup harman savuracaklar acaba.

Mehmet Topuz için servet dökenler ondan 5-6 yaş daha genç bir oyuncuyu nasıl bu kadar kolay gönderebilirler. Bu Demirören-Denizli A.Ş.'nin günü kurtarma acil eylem planının 2. aşamasıdır. "8-0" yenilmemek için yapılmış bir hamledir, onlar için tüm maçları 1-0 kaybetmek kabul edilebilir. Ama ben İnönü'de "2-1" i yaşatan takımın 8'lik olmasını hazmedebilirim.

Mehmet Topuz "İmzadan Fenerli" olduğunda Demirören kölelik düzeni üstüne bir dünya söz etti. Evet maalesef yanlış saat bile günde 2 kere doğruyu gösterir. Şimdi saatin doğruyu göstermediği yerlere bakalım.

Koray Avcı, Burak Yılmaz, Fahri Tatan, Aydın Karabulut ve son olarak Serdar Kurtuluş. Bu oyuncuların tamamı satıldıklarını medya kanalı ile öğrendiler. Yabancı oyunculara yapamadıklarını yerli oyunculara yaparak yöneticilik egolarını tatmin eden yönetimlerin esaretinde futbolcu olmak modern zamanda köle olmaya eşit.Bosman kuralları bu esareti bir nebze olsun kırsada ülkemizde sadece sözleşme bittiğinde hatırlanan ve transferi bedavaya getiren kulübün "hayır duasını alan" bir karardan öteye gitmiyor.

Ümit milli takımın asist kralı olmasına karşın gönderilen Aydın Karabulut'u, öğrenme arzusu ve iştahı üst düzeyde olan Serdar Kurtuluş'u sarı-lacivert yahut sarı-kırmızı bir forma ile İnönü stadında görme ihtimalimiz çok yüksek.

Demirören'in en iyi başkanlık sergilediği dönem doğduğu 1964 yılı ile 2004 yılları arası sanırım.

Teşekkürler başkan.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Oynamıyorsa gitsin son 2 senedir ne oynadıki zaten. Yaptıkları işin teşekkürler. Yolu açık olsun.

Adsız dedi ki...

Sevgili Dostum,

Maalesef 75 milyonluk ülkemiz nüfusuyla doğru orantılı yıldız yetiştiremiyor ve dikkat edersen 15-21 yaş arasında kaybediyoruz biz bu çocukları genellikle. Nedenine gelirsek altyapı hocalarına vefasızlık yapıp biraz da memleketin gelir seviyesinin altında sonuç arayacağım. Recep çetin ve Sergen yalçın ile yetişen paf tan nasıl bir hayır beklemeliyiz, hayatında gördüğün en büyük parayı 18 inde gördüysen, üstelik bir de anadolu dan istanbula geliyorsan?

Kerem Ölmez dedi ki...

Demiroren neyse Canaydın da bizim icin oydu..Gozumuzun icine bakıp her fırsatta yalan soyledi, gunu kurtarmaya calıstı hep..Halbuki dogruları soylese, akıllı adımlar atsaydı taraftarlar arkasında durmasını bilirdi..