10 Haziran 2009 Çarşamba

6+2 = 5.000.000€


Maldonado ve Barosso için çıkan bir kural “6+2”. Geriye kalıyor 5+5. Yıllardır Avrupa’da rekabet için kulüpler sınırlamanın kalmasını istiyor. Son FA Cup Finaline Chelsea’nin sadece 3 İngiliz oyuncu ile çıkması ise Fifa’nın 6+5 kararının ne kadar doğru olduğunu gösterir nitelikte.

6+5 2012-2013 sezonunda uygulanacak. Bu kuralla bir İngiliz takımı sahada en az 6 İngiliz futbolcu bulundurmak zorunda olacak. Tabi Fifa bunu bir günde yapmayacak, daha az acı için kademeli bir geçiş söz konusu. 2010-2011 sezonunda 4+7, 2011-2012 sezonunda ise 5+6 kuralı uygulanacak.

Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin vatandaşları için durum henüz netleşmiş değil keza Avrupa Birliği bu öneriyi emeğin serbest dolaşımına aykırı bulursa fazla değişen bir şey olmayacak çünkü örneğin İspanya’da yabancı sınırı 3.

Ama bu durum en çok bizim gibi statüsü belli olmayan ülkeleri vuracak. Futbolcu yetiştirmede topallayan, altyapıyı angarya gören ülkemizde zaten yüksek olan futbolcu maliyetleri daha da artacak. Arsenal’ın Adebayor ve Kolo Toure maliyetinin Mehmet Topuz kadar olmasının nedeni aslında ülkemizde uygulanan bu kural.

Biz bu kuraldan kurtulmak isterken, Fifa’nın getirmeyi düşündüğü bu plan bizim kadar oyuncu ihracatında bir numara olan Latin Amerika’ya da darbe vuracaktır.

Futbolcu almayı sadece ego meselesi gören başkanların yönettiği Türk Futbol’u için altyapıya önem vermeyi gerektiren kurallar konulması gerekir. Düşünün ki Beşiktaş şampiyon oluyor ama kadrosunda sadece Serdar Özkan var altyapısından. Aynı örneği Barselona bağlamında düşünürsek bir çırpıda Valdez, Puyol, Xavi, İniesta, Messi, Bojan isimleri sayılabilir.

Bosman kuralları ile futbolcuyu “mal” olmaktan çıkaran sistem maalesef ülkemizde hala geçerli. Kulüp, başkanın malı olunca haliyle futbolcuda başkanın oluyor. Katma değer yaratmayı sadece futbolcu satmak sanan Anadolu kulüplerindeki kaliteli oyuncu devir hızı da son yıllarda bir düşüş eğiliminde. Transfer piyasasında bir futbolcu 3-4 sene yer işgal ediyorsa ve kulüpler bu futbolcunun yerine yenisini vitrine çıkaramıyorsa yüksek bonservis bedeline mahkum kalıyorlar. Zaten rezalet olan maç günü hasılatını gelirden bile saymayan Anadolu kulüplerinin 2 gelir kapısı kalıyor. Biri yayın gelirler diğeri ise bonservis gelirleri.

Yabancı futbolcu acısında da oldukça düşük profilde seyreden bir ligimiz var. Sırf kontenjan doldurmak için yapılan transferler, uyum süreci için tanınmayan zamanlar, menajer dolduruşları, zaten az olan paranın sokağa atılmasını yol açıyor.

Üst düzey bir milli takımda oynayan oyuncu sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Son Avrupa Şampiyonasına katılan oyuncu sayısı ise sanırım sadece 2. Guiza ve Sivok. Bu kadar yanlış transfer yapan takımların sınırsız yabancı oyuncu istemeleri bir ironi oluşturuyor.

Yabancı sınırı İngiltere’deki gibi kalkarsa bu sefer kulüpler oyuncu almakta zorlanacak ya da düşük kalibreli ülkelerin oyuncularına yönelecekler ki her halükarda maliyetler artacak. Türk takımlarının Uefa ve CAS’taki dosyaların hiçte az olmadığını biliyoruz bu da kaliteli transfer ihtimalini zayıflatacaktır.

Çözüm için ise maç kadrosunda en az 3 altyapıdan oyuncu bulundurma yahut altyapıdan yetişen yabancı oyuncuların yerli statüsünde oynaması düşünülebilir.

Temelde futbol kültürünü çocukların elinden aldıkça, futbolculuğu maddi zenginlik aracı olarak lanse ettikçe, profesyonelliği aşılamadıkça kulüpler çok daha büyük maliyetlere hazırlamalılar.

0 yorum: