14 Mayıs 2009 Perşembe

Duvar Örmek Zor İştir...


En güzel taşlara sahip olun, en sağlam taşlarada, en düz araziler sizin olsun, en rüzgarsızlarda. Temelin en sağlamını atın, sonra bir duvar örmeye başlayın. Duvar, taşı taş üstüne koymak olsaydı pek kolay olurdu bütün işler. Ama maalesef olmuyor. En güzel, en sağlam taşları üst üste koyarsanız o bir duvar değil bir yığın olur ve aşılması çok kolaydır.

En yüksek duvarı yapsanızda eğer harç yoksa eninde sonunda yıkılır o duvar. İlk darbede yıkılmasa da illa ki yıkılır. Duvar ustanız yoksa, elinizdeki tüm taşlardan harç olmadan yapacağını ancak bir yığın olur.

Bu güne kadar gördüğüm en iyi duvar ustası ne bıyık fetişisti Terim, ne de rekortmen Denizli. Aragones mi? O katiyen değil, zaten bu yazının yazılış amacı da biraz Aragones biraz Ersun Yanal. En iyisi Lucescu bence. Florquin'ler, Perez'ler,Pancu'lar. Bu oyuncuları duvarın öyle bir yerine yerleştirdi ki köfte olmaz dediğiniz kıymadan harikalar yarattı. Terim'in takımını aldı elindeki imkanlarla var olan duvarı sağlamlaştırdı. Beşiktaş'ta Daum'un takımını ise yerden topladığı taşlarla yeniden ördü. O talihsiz Samsun maçı olmasaydı belki Shaktar yerine Beşiktaş çıkacaktı Saraçoğluna.

Fenerbahçe'nin kadrosuna baktığımızda 4-5 alternatifin tek mevki, orta sahada olduğunu görüyoruz.Ne forvette ne de savunmada orta sahadaki kadro derinliği yok. Sakat ve cezalılardan dolayı kurulamayan defans yüzünden çekilen sıkıntılar ortada. Deniz, Selçuk, Emre, Josico, Maldonado, biraz da Deivid. Aragones'in sahada oynatmak istediği oyunu gördük Avrupa Şampiyonasında. Xavi'niz, Iniesta'nız varsa işiniz kolay ama Aragones gibi yumurtadan döner yapmaya çalışırsanız Başkanınızdan küfür yersiniz.

Ya da Skibbe gibi elinizdeki taşların değerini bilmeyip yeteri kadar harç kullanmazsanız duvarınızda önce bir taş düşer ve onun boşluğundan yediğiniz darbeler duvarı deler. Hücum gücü olarak en kuvvetli takım tartışmasız Galatasaray, ancak gerisi tam bir fiyasko. Song'un gönderilmesi belkide duvardaki destek taşının çekilmesi oldu.

Hemşeri hemşeriyi gurbette derler ya, yerel medya da Trabzonspor'u Trabzonda zorda bırakıyor. Yeni kurulmuş bir takım. Yattara dışında tüm yabancıları yeni bir takım. Ersun Yanal doğru dozu bulmuştu takımı kaynaştırmak için belki de fazla doğru bulmuştu. Hedef, Avrupa Kupalarına katılmaktan bir anda ibresini şampiyonluğa çevirince futbolcularda ister istemez bir baskı oluştu. Taraftardaki beklenti de artınca tahammül eşiği daha aşağı çekildi ve belki de Trabzon sadece bu sezonu değil gelecek sezonlarıda kaybetti. Henüz herşey bitmiş değil. Beşiktaş ve Sivasspor'un Galatasaray maçlarının sonucuna göre aradan Trabzonspor sıyrılabilir.

Eğrisi doğrusuna denk geliyor bazen. Ertuğrul Sağlam'ın gönderilmesi ne kadar eğri ise Mustafa Denizli'de o kadar doğru takım için. Ha kendisini sevmem ama saygı duymak zorundayım. Beşiktaş'a gelmeden önce söylediklerinin tam aksine 3 transfer yaptı ve üçte iki başarı sağladı bu transferlerle. Ernst ile orta alana dinamizim getirdi, böylelikle Yusuf'a saha içinde daha fazla aktif dinlenme imkanı sundu. Demirören gitsin diye dua ediyorduk. Şampiyon olmadan gitmez diyorduk. Denizli ile belki yine eğrisi doğrusuna denk gelir.

Bütün taşlar sizin olsun, siz yinede elinizdeki taşa göre duvar yapın. Duvara göre taş nasıl bulunur onu Man Utd - Barselona maçında göreceğiz.

0 yorum: