26 Temmuz 2013 Cuma

İtibar Satın Alınmaz ve CAS Davası

Dünya ekonomi piyasaları Fed’in açıklamaları ile alt üst olurken, biz ülke olarak UEFA’nın kulüplerimiz hakkında vereceği karara odaklanmıştık. Nihayetinde bekleyiş sona erdi ve cezalar sonucunda tahkim ve CAS yolu açık olmak üzere verildi.
İki kulübümüzün maddi kaybının çok yüksek olduğu kesin. Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligin’den elense dahi 10 Milyon Euro gibi bir gelirden olurken, Beşiktaş’ın maddi kaybı 7-8 Milyon Euro olarak hesaplanıyor.
Kulüplerin zor zamanlardan geçtiği, “Feda” dediği, yeri geldiğinde devrim adı altında kendi çocuklarını yediğini daha önceleri de gördük. Ancak bugünün futbol dünyasını anlamak, sürdürülebilir başarıyı yakalamak için atadan kalma yönetim modellerinin artık rafa kalkması ve yenidünya ile adapte yeni yönetim modelleri geliştirmek gerekiyor.
Yönetim bir bilim olarak ele alındığında ülke olarak bu sınıfı geçme şansımızın ne kadar az olduğu ortada. Bu güne kadar kulüp yönetmeyi bir sisteme oturtamamış, orta ve uzun vadeli planları yapmamış, bakkal sahibi olsa kasasını emanet etmeyeceği insanları oy hesabı için listesine alan bir güruhtan bahsediyoruz.
Bir şekilde teknik direktörünüzü, masörünüzü, idari menajerinizi, yönetim kurulundaki ekibinizi, ekonominizi yönetebilirsiniz ancak bugünden sonra asıl yönetmemiz gereken itibardır. İtibar dediğiniz şey bir kurumun tüm etik ilkeleri ile toplum nezdindeki duruşudur. Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin bugün UEFA’dan ceza almalarının asıl sebebi şike ve şikeye teşebbüs iddiaları gibi görünse de asıl sıkıntı bu kulüplerin itibarsızlaşması sonucunda böyle bir konun kıyısına getirilmesidir. Türk futbolunda kulüplerin kurumsal yapılanmaları konusunda bırakın bir yol almayı daha ortada bir yol bile yok.
Son yabancı konusu bile başlı başına bir ders niteliğinde. 6+0+4 kararı için kulüplerin bu gün ortaya koyduklarını şahsen çok doğru bulmama rağmen ortada 12 aylık bir gecikme söz konusu. Aşağıda 13 Haziran 2012 tarihinde alınan bir karar var. Ve bu kararın altında 17 imza var. İşin bir diğer ilginç tarafı ise o imza kulüplerden 3 tanesi artık bu ligde değil. Bakın bundan tam bir yıl önce nasıl bir karar alınmış.
“2013-2014 Futbol Sezonunda Spor Toto Süper Liginde bulunan kulüplerin transfer ve tescil dönemleri içerisinde olmak kaydı ile en fazla 10 yabancı futbolcu ile sözleşme imzalayabilmelerine ve 6 yabancı uyruklu futbolcunun müsabaka isim listesine yazılabilmesine,
2014-2015 Futbol Sezonunda Spor Toto Süper Liginde bulunan kulüplerin transfer ve tescil dönemleri içerisinde olmak kaydı ile en fazla 8 yabancı futbolcu ile sözleşme imzalayabilmelerine ve 5 yabancı uyruklu futbolcunun müsabaka isim listesine yazılabilmesine,”
Yabancı konusu başlı başına ayrı bir yazı konusu, ancak kulüplerin ne şekilde yönetildiğinin çarpıcı bir göstergesi.
Kulüplerin itibarlarını parlatmanın yolunun yıldız futbolcu transferinden geçtiğini sanan yöneticilerin artık yavaş yavaş sahneden çekilmeleri gerekmiyor mu?
Kurumsal yönetim ilkeleri olan, yönetimler değişse dahi yolundan sapmayan, uzun vadeli plan yap(a)mayan, hala dernekler yasası ile yönetilen, milyonları temsil ettiklerini iddia etmelerine rağmen 3-5bin oyla yönetici olanların ülkesi Türkiye.
Lobi dediğimiz oluşumda kendimizi hep eksik gördük çünkü sözü dinlenebilecek, itibarı yerinde, şaibeden uzak kaç insan gönderdik o lobilere ki ne bekliyoruz?
Bir sene kendi icraatları yüzünden Avrupa Kupalarından men edilen bir kulübün eski başkanının yeni koltuğunda ilk demeci “finansal disipline önem veriyoruz” oldu.
Burası Türkiye. Asla bir Futbol ülkesi değil. Milyonları temsil ettiği öne süren kulüpler üye alımında bin bir zorluk çıkartıyor, çıkartmayanlar da taraftarı yönetime ortak olmaya özendirmiyor.
Siz hala kulüplerimizin şike yüzünden mi ceza aldığını sanıyorsunuz? Bu cezalar kulüpleri bu konular ile aynı cümle içinde haber sütunlarına meze edecek kadar kötü bir yönetim sistemi ortaya yönetimler yüzünden alındı.
Bu düzenin ortadan kalkmasının reçetesi kongre yapılarının daha geniş bir tabana yayılması, katabildiğiniz kadar insanı bu işlerin içine sokmak kulüplerin kaderini 10 – 15 bin kişiye bırakmamaktan geçiyor.
Bugün en iyi futbolcuyu satın alabilirsiniz, en güzel stadı yapıp en iyi tesislere sahip olabilirsiniz ama itibar satın alamazsınız. İtibar paradan da daha iyi yönetmesi gereken en önemli unsurdur kulüpler için.

0 yorum: