23 Temmuz 2010 Cuma

TSL'nin Ülkeyi Temsil Kabiliyeti ve Trakya Futbolu


İş yerindeki bilgisayarımın masaüstündeki "blog" klasörüne depoluyorum beğendiğim ve yazmayı düşündüğüm konuları. Uzun süredir illerimizin mali ve demografik verilerini içeren bir excel dosyası yazıya dökülmeyi bekliyordu. Dün gezinirken Rakamla 10 blogunda şu postu gördüm. TSL katılımcılarının Türkiye haritası üzerindeki dağılımını gösteriyordu.

Bir süredir unutulmuş excelimi açtım ve bir göz attım. Öncelikle söylemek gerekir ki ligteki takım sayısı 18 oldukça ve 3 büyükler birleşmedikçe bu ülkenin il bazında futbolun en üst klasmanında temsil oranı %19'u geçmeyecektir. Hesap basit ve ortada. 81 takımlı bir ligimiz olamayacağına göre bu temsil kabiliyeti ne şekilde artar diye düşünmeden edemiyor insan.

2010-2011 sezonu ile 53. kez start alacak ligde 67 farklı takım futbolun en üst düzeyinde mücadele hakkını elde etti. Bu 67 takımların bulunduğu şehir sayısı ise sadece 36. Yani Türkiye'nin futbol ortamında illerin 53 yılda temsil oranı %44'te kalmış.

TSL'e birden fazla takımla temsil edilen takım sayısı 6. 16 farklı takım İstanbulu temsil ederken, Ankara 9, İzmir 6, Adana, Kayseri ve Trabzon illeri ise 2 farklı takım ile Süper Lig'te yer aldı.

En yüksek nüfusa sahip ilk 10 il içinde yer alan Mersin 1983 yılından bugüne kadar Süper Lige uğramadı.İlk 10 içindeki bir başka il olan Adana'nın 2 iki ekibinden Adanaspor 2004 yılından beri Süper Lig hayalleri kurarken, Adana Demirspor 1995 yılda Süper Lig sahnesinden ayrılmış.

Gaysi Safi Milli Hasıla ismi gibi kudretli bir veri ve bize ekonomik anlamda anlattığı şeylerden o il için anlamlı bilgilere ulaşmak hiçte zor değil. Üretim anlamında Türkiye'nin lokomotifi sayılabilecek 10 ile baktığımızda ise Mersin yine listede yer alırken Süper Lig'te ki anıları henüz zaten olan Kocaelispor'a evsahipliği yapan İzmit ülkenin en çok üretim yapan 5. şehri olmasına karşın uzun bir süre Süper Lige takım gönderemeyecek gibi görünüyor. GSMH sıralamasında ilk ondaki şehirleri 11 takım temsil ediyor Süper Ligde. Bu aslında paranın doğru kullanıldığında futbol anlamında ortaya konulabilecek iyi şeyler olduğunu da gösteriyor bize.

Meseleyi nüfus ve ekonomi ekseninden çocukken yaşadığım ve futbol aşkını içine damıttığım Trakya düzlüklerine getirmek istiyorum. Tamamıyla Galatasaray sevgisi ile dolu olan bir takım amcaların bu sevgisini nakşederek renklerini ve armasını belirlediği Çorluspor maçları, pazar günlerinin en zevkli saatlerini yaşattı bana futbolu öğrenirken. Hala varlığını sürdüren ancak eski çekiciliği olmayan amigo "Didi"'nin ardında ses tellerimi harap ederken rakip takımın Beşiktaş olması durumunda nasıl bir ruh halinde olacağımı düşünürdüm. O hayalim statü olarak farklı olan Federasyon Kupasında gerçekleşti. Çorluspor klasman olarak Tekirdağ Süper Amatör liginde. Yani stada gidip maç izleyen yeni taraftarların benim gibi hayalleri varsa fazla umuda kapılmasınlar.

Büyüğümüz yere İstanbul'un yakın olması tuttuğumuz takımın maçlarını yerinde izleme konusunda bize avantaj sağlıyordu. Ancak İzmir'de oynanan büyük maçlara 300-400 km mesafeden gelen taraftarla yapılan röportajlar hep ilgimi çekiyordu. Trakya içinde tuttuğum takımı izlemek için gidebileceğim tek bir stad bile yoktu. Ta ki Dardaneli önüne katan Çanakkale temsilcisi Süper Lige çıkana kadar. Benim lise 1'e başladığım sene Çanakkale Dardanelspor da 1. lige çıktı. İstanbul, Çanakkaleye göre daha yakın olduğu için maçları izlemek için İstanbul yolu tutmaya devam ediyorduk ancak,Edirne'den Kırklareli'den bir çok otobüs tuttuğu takımı görmek için yanıp tutuşan taraftarla dolup taşıyordu. Bu otobüs seferleri ancak 3 szon sürebildi ve Trakya'nın futbol efsanesi bir alt klasmana düştü.

Trakya, sadece 4 ilden oluşmasına rağmen sanayi ve tarım anlamında lokomotif bölgelerden biri. Belki İstanbul'a yakın olmayan bir destinasyon olsa ve insanlar aradıklarını İstanbul'da buldukları için yüksek hayat standardı isteklerinden vazgemeselerdi futbol anlamında da bir yerlere gelebilirdi.

Simon Kuper, Futbolun Şifreleri kitabından "göç alan" şehirlerin futboldaki başarısını araştırırken Trakya'yı da incelemesine dahil etseydi bu kadar kesin kalem oynatamazdı bu konu hakkında. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli ve Çanakkale sanayinin gerektirdiği iş gücünü karşılamak adına kontrolsüz olarak göç almaya başladı ve İstanbula en yakın yerleşim olan Tekirdağ sadece yazlıkları ile değil sanayisi ile de nüfus patlaması yaşadı. Ama gelenlerin ve eskilerin Tekirdağ futbolu üstüne pek kafa patlatmadıkları profesyonel liglerde hiç bir Tekirdağ takımının olmamasından belli oluyor.

İlçesi Lüleburgaz'ın gölgesinde kalan Kırklarelispor bu sezon TFF 3. Lig'te yer alacak ve adını daha önce Federasyon Kupasından Beşiktaş'ı eleyerek duyuran Lüleburgazspor ile 2. ligin yolunu arayacak. Aralarındaki mesafenin kısalığına bakılmadan farklı gruplara konumlandırılan takımlar için deplasmanlar çok zorlu geçecek. Trakya temsilcileri Batman'dan Sivas'a pek çok uzak mesafeyi kat etmek zorunda kalacak. Mali açıdan gerekli kaynak aktarılmazsa alt klasmanlarda oynayacak takım bulmak zorlaşacak gibi bir his var içimde. Belki de amaç budur. İngilteredeki gibi tek grupta oynanacak alt ligler.

1995 yılında Süper Lig hayalleri kuran Edirnespor ise şimdi 3. Lige çıkarsa deplasmanlara gidebilme hesabı yapıyor.2010 sezonunda Edirne Süper Amatör ligte mücadele edecek olan takımın geçmişinde Muhammed Altıntaş, Semih Yuvakuran, Ali Asım Balkaya ve Zafer Biryol gibi oyuncular bulunuyor.

Keşanspor ise Edirne ilinin en başarılı 2. takımı olarak görünse de başarıdan kast edilenin 3. olduğunu belirtmek gerekir.

Trakya'nın bu 4 ili sosyal ve ekonomik olarak her ne kadar ortalamanın üstünde de olsa futbol söz konusu olduğunda yapılarının bir hiç olduğu ortada. Toprak olarak Avrupa'da , futbol kafası olarak ise nerede oldukları belli olmayan bu şehirlerin Süper Ligte mücadele edeceği günü görebilecek miyiz acaba?

A2 ligi yerine Süper Ligteki takım sayısının artırılması ile ilgili de bir şeyler karalamak istiyordum ama okuyanları sıkmaktan korkuyorum. Yazıyı buraya kadar okuyan herkese sabrından dolayı teşekkür etmem gerekiyor sanırım.

2 yorum:

AcıbadeM dedi ki...

Esas biz okuyanlar, konuyu derinlemesine irdelediğin ve bizi bilgilendirdiğin için teşekkür ederiz.

Kerem Akbaş dedi ki...

@Acıbadem

Eyvallah. Bu arada bi ara irtibata geçelim. Saygılar.