17 Temmuz 2010 Cumartesi

Beşiktaş'a House M.D. Gerek...

Hastalıklar çeşitlidir ve bir hastalığa tutulduğunuzda teşhis doğru değilse tedavi öldürücü olabilir. Bunun televizyondaki draması House M.D. dizinde oldukça etkileyici bir şekilde gözler önüne serilirken gazetelerdeki Beşiktaş özneli manşetler bir kaçı dışında hepsi tehşisin ıskanlandığını gösteriyor.

Vikıngur maçı sonrası atılan tüm başlıkları "şampiyon" parantezine alıp başlıkları sadeştirirsek ortaya çıkan manzara "sıvanan paçanın" yerinin dereyi görmekle alakasız olduğunu söyleyebiliriz. Biz profesyonel hakemlik tartışmalarına geç başlamışken, futbolculuğun işten sonra ter atmaktan öteye gitmediği bir ülkenin takımıyla Avrupa Ligi ön eleme maçı oynayan Beşiktaş gerçekten muhteşem mi?

Küçükken, babasını yediği dayaktan sonra bir oyuncakla affeden çocuklarla doluydu stad. Sağ duyulu olmaktan uzaklaşmayan ancak başına gelmiş felaketi tümüyle kabullenip mevcut durumdan zevk almaya çalışan aklı selimleri bir kenara koyduktan sonra ortaya çıkan manzara karşısında hayrete düşmemek elde değil. Kim ne derse desin Sayın Yıldırım Demirören taraftarını dövdürmüş bir başkandır. Tarih onu her ne kadar Querasma transferi ile hatırlayacak olsa da beyin hücrelerinin en ücra köşelerinde siyah takım elbiseli abilerden dayak yemiş olmanın etkileri bazen bir karabasan gibi rüyalarda bizi yakalayacak ve uyandığımıza sevineceğiz.

Vikıngur maçı özelinde Beşiktaş'ı analiz etmek zor. İştahlı ve arzulu bir takım görüntüsünün ardında yatan rakibin aslında rakip olmaması. Böylesi bir rakip karşısında bile 2 pozisyon vermek rahatlığın sonucu. Ancak Beşiktaş'tan bu oyun aksiyonunu ve Q7'den bu çalımları her maç beklemek mantıksız.

Beşiktaş'ın en güvenli yerinin kalesi olduğu ortada. 3 kaleci ile 10 senelik bir rezerv var yedek kulübesinde. O yüzden kısa geçilmesi gereken bir analiz olmaktan ileri gitmiyor.

Defansif anlamda geçen sezonu baz almak bu sezon için imkansız çünkü geçen senenin ürkek ve geri yaslanma konusunda "master" yapmış savunması bu sezon orta çizgiye daha yakın oynayacak gibi görünüyor. Guti dahil 13 olan yabancı futbolcudan 3 tanesinin bu mevkide olması en az birinin gönderileceğine işaret. Ve böyle bir durumda 2 yabancı bir yerli stoper ile sezonu geçirmek isteyecek Beşiktaş. Gönderilecek yabancı sürekli Zapo olarak zikredilse de Ferrari'nin Vikıngur maçında kadroda olmaması gazeteleri harekete geçirmiş bile. Bek pozisyonları için İsmail, İbrahim Üzülmez, Devşirme Ekrem Dağ, sakat Rıdvan ve yarım bek Toroman önplana çıkıyor. İdeal defans hattı için herkesin görüşleri olsa da, soldan sağa doğru İsmail - Sivok - Ferrari - Toroman büyük çoğunluğun defans hattı.

Fabian Ernst defansın önündeki 2'liden biri olacak gibi görünüyor. Vikıngur maçında Shuster'in Ernst'in yanında görev verdiği Delgado bizim pek göremediğimiz yaratıcı özelliklerini o alanda kullanmaya kalkarsa Beşiktaş başına iş alabilir. O bölgenin adamı Guti olarak konuşulsa da Fink ve Necip'te formaya göz kırpıyor. Tüm Beşiktaşlıların kalbinden geçen ise Ernst - Necip ikilisi.Bu 6'lı formasyonun önünde yer alacak 3 futbolcu Beşiktaş'ın geçen sezon beceremediği ofansif gereklileri yeri getirmekle yükümlü. Özellikle beklerin bu sezon oyuna ne kadar katılacakları da bu üçlünün yapacaklarının belirleyicisi. Q7'nin sağda başlayıp solda, solda başlayıp sağda bitiriceği çok maç izleyeceğimiz için Nihat - Q7 kanatlarda yer alacak demek daha doğru olur. Dinamik ve mobil bir kanat organizasyonu Beşiktaş'ın ihtiyacı olan şey. Geçtiğimiz sezon kanatları bağlanmış Kartal'ın uçamadığı çok maç gördük. Bu ikilinin ortasında oynayacak 10,5 numara ise Guti, Delgado, Tabata üçlüsünden biri olacak gibi görünüyor. Tabata, "bonservis bedeli Q7'den fazla olanlar kulübünün" üyesi kontenjanından burada yer alacak. Özellik olarak değil sürekli bonservis olarak değerlendirdiğimiz bir oyuncudan öte gitmesi konusunda her zaman desteklediğim bir oyuncu olmasına rağmen altında ezildiği bonservisini aklından çıkarırsa yararlı olabilir ancak Guti, Ibiza'dan İstanbul'a bilet bulabilirse yedek kulübesinin en yaratıcı oyuncusu olarak devre aralarında topla yapacağı fantastik hareketler ile tribündeki taraftarları etkileyebilir. Delgado ise bu bölgenin en zayıf halkası. Ben çok top kaybeden oyuncu liginin üst sıralarını zorlamakta hiç bir zaman sıkıntı yaşamasa da yapabileceklerini bilenler için hep denizdeki kayıp hazine olacak.

Beşiktaş'ta asıl incelenmesi ve tehşis konulması gereken mevki ise forvet hattı. Sezona bu kadar yatırımla giren yönetimin Shuster ve ekibine 1,5 forvet ile sezon geçirtmemeleri gerekir. Batuhan'ı gönderdikleri gün Beşiktaş'ın en potansiyelli futbolcusunu göndermiş oldular ve Vikıngur maçı neyi ne kadar gösterir orası tartışmalı olsada gösterdi ki Boba ve MertCan ile Beşiktaş'ın işi zor. Özellikle Bobo yönetimin satıp para kazanmak istediği bir isim ancak yabancı denklemi içinde yeri ne olur bilemiyoruz. Eğer bu denklemin dışında kalırsa MertCan forvet hattının tek hakimi olacak. Bu hakimiyet Beşiktaş adına maçlarda sıkıntı yaratacak türden.

Q7'ye tam not veren futbol ulemaları MertCan'a kaç verdiler, kanaat mı kullandılar merak ediyorum. Beşiktaş'ın en ihtiyacı olan şey MertCan'a ilk 11 yüzü göstermeyecek bir forvet oyuncusu. Guti transferi ile orta alanı kısa vadede çözen yönetim, Raul ile de 1 sezonluk bir yara sarma operasyonu mu yapacak yoksa gerçekten uzun vadede Beşiktaş'ın forvet sorununu çözecek hepimiz göreceğiz.

Çocuğuna aldığı bir hediye ile herkesi kendine hayran bırakan Sayın Demirören'in bu hakkını Raul'dan yana kullanmak isteyeceği kesin ama bakalım aklı selim birileri çıkıp faydalı ömrü 1 seneyi geçmeyecek bu transfere dur diyebilecek mi? Guti transferi Yusuf transferinden faydalı olacak mı? Bir hazırlık maçının düşündürdükleri bunlar. Bakalım işin içine 10 yabancılı bilinmeyen denklem girince kadro nasıl şekillenecek? Geçen sene 8. haftadan sonra uğradığı dumuru unutmuş boyalı basın neler yazacak daha?

1 yorum:

R-J dedi ki...

We will see if Guti can arrive to the club
Regards,
http://transfersaqueneutral.blogspot.com/
(a blog about Football and NBA transfers)