7 Mayıs 2010 Cuma

Golün En Güzel Hali : Matt Le Tissier

Belki Gazza futbolcu olmasaydı bu isim çok daha parlak yazılacaktı futbol tarihine.


Bazı insanlar vardır, "ben bunu için doğdum" der yaptığı işlerle. 1968 yılında Guernsey'de doğan bu "Fransız" isimli, "Karadeniz" görünümlü, İngiliz'de attığı gollerle aynen böyle diyor bize.

O günlerde daha Taylor raporu yayınlanmamıştı, tribünlerde hala işçi sınıfı ve orta tabaka çoğunlukla yer alırken Le Tisseir, kırmızı-beyaz formayı geçirdi sırtına. Daha sonra hızlı bir dönüşüm geçirdi futbolun beşiği. Holiganizmin kırdığı kolların "yenleri" içinde kalmadı ve bir dizi tedbir sonrası modern dünya futbola göz kırpmaya başladı.

Bu değişim içinde futbolun her alanda egemen olması ile evlerimize konuk oldu ilk olarak Le Tissier. Bir karadeniz pidecisinde parmaklarınızı yemenizin an meselesi olduğu pideler yapan ustalara benzerliğini ise Trt3'ün "Avrupa'dan Futbol" kuşağında gördük. Bilgisayar oyun sektörü de futbolun bu yükselişine kayıtsız kalmadı. Le Tisseir gibi binlerce futbolcuyu emrimize amade hale getirdi. Futbol giderek bir "iş" oluyor ama bu işin emekçilerinden Le Tissier 1985'te giydiği formayı sırtından çıkarmıyordu.

Kulübüne sadaketini öyle bir naksetmişlerdi ki oyuna, Le Tissier'e sahip olmanın tek yolu Southampton'ı yönetmekti. Ondan sadece bir yıl önce doğmuş olan Gazza ise bir güneş parlıyordu İngiliz futbolunda. "Üzerinde güneş batmayan imparatorluğun" futbolda güneşi olabilecek iki top cambazının aynı telde oynamasına pek izin verilmedi. Le Tissier sadece 8 kez İngiltere milli takımı ile sahaya çıktı. Gazza ise Le Tissier'den 49 kez daha fazla yer aldı o sahada.
Futbolda sadakat, tüm hisselerini endüstriyel futbol denen "şeye" devrederken bu gün Puyol, Totti gibi futbolcuları bu düzenin dışında bir çizgide tutuyorsak, Le Tissier o çizgiyi çizen adamdır. 444 kez aynı formayı giymek ona şüphesiz hayrı sayılır bir para kazandırmıştır. Ama şimdi baktığımızda kazandığının kat be katını kazanma şansını elinin tersi ile itmesi gerçekten yukarda bahsettiğimiz gibi "endüstriyel şeye" bir baş kaldırı mıdır? Kariyerini para için değiştirmeyen biri olarak tanıdığımız Le Tissier'in sağ elinin rakip yarı alana bakan kısmıyla ittiği sadece para değil, olası kupalar, şampiyonluk turları, Avrupa kupası almanaklarındaki orta sayfa posterleriydi.

Youtube yıldızlarının cirit attığı bir dünyanın bize kattığı en güzel 10 şeyden biri de Le Tissier'dir. Attığı gollerin videolarından kolajları izlemekten sıkılacak bir futbol sever için sorulacak tek sorudur "Sen futbol sever misin?". 444 maçta atılan 162 golün hepsini izlememeş olmama rağmen "yaptıklarını yapacaklarının teminatı" görmem sanırım sadece bana özel bir durum olmasa gerek.

Futbol sanatının en olunmaz mevyesi golü, japonların bonzai yetiştirdiği gibi sabırla bir şaheşere dönüştüren böyle bir adam bir daha gelmeyecek belki de yeşil sahalara. Yolda görseniz belki tanımayacaksınız ama aralarında Peter Schmeichel'ın da bulunduğu bir düzüne kaleci için asla unutulmayacak bir adam Le Tissier.

2 yorum:

Zinedine Zidane dedi ki...

kendisi aynı zamanda BArcelonalı Xavi nin idolüdür.

Oe dedi ki...

yazıda bir osman tanburacı havası yakaladım. inşallah geçicidir. geçmezse ben de fatih terim havası estiririm ülen!