3 Ağustos 2011 Çarşamba

30 Mayıs 1993


O gün radyo başında tırnaklarını yiyen, Ankara'dan gelen her gol haberinde gözleri biraz daha dolan herkes bu günleri daha iyi anlıyordur eminim.

Henüz 12 yaşında bir çocukken yaşadığım bu travma beni her zaman biraz şüphe ile yaklaştırdı futbola. Tuttuğum takımın çok kolay! kazandığı maçlar, ister istemez 30 Mayıs'ı refere etti bana hep. Bu gün geldiğimiz günde adına ister komplo deyin, ister Türk futbolunun bağırsak temizliği ortadaki durum vahim.

Kanserin hücrelerini 1993'te temizlenmediğinden, zinde güçlerin daha rahat hareket alanı bulduğu günlerin getirdiği bu gün tüm çıplaklığı ile ortada.

Peki ne istiyoruz. Bir kaç kendini bilmezin yaptıkları, geçmişi şan ve şerefle dolu camiamıza mal edilemez mi yine?

Yine ne şiş yansın ne kebap mı?

Yen kolun içinde mi kalacak?

Amacımız hakedenin kazandığı bir spor mu izlemek yoksa kişisel bağlantıları güçlü olanların egemenliğine mi girmek?

Kulüplerin adı ne olursa olsun, birilerini kurtarmak için yapılacak her türlü dalavereye karşı çıkmayacak mıyız?

Evet zor bir durum ama Yunanistan'da yargı kararın beklemeden 2 haftada verdi kararını, efendiler siz 2 ayda verin. Ama ipe un sermeyin.

Juventus küme düştü ne oldu? 3-5 sene kaybetti belki ama güvenmiyor musunuz artık İtalya ligine?

Futbol ekonomisi masalları da anlatmayın. Fenerbahçe düşerse maliyeti 1 milyar euro olurmuş. Sizin istediğiniz dürüst futbol mu paranın egemenliği mi?

Peki efendiler düşürülmenin maliyeti kaç euro olursa bir takımı düşürelim?

Sorular, sorular, sorular...

Temiz futbol için yapılacakları yapın ya da bir daha kimseye masal anlatmayın. Ben o masalı 12 yaşında radyodan dinledim. Adile Naşit'in sesinden değildi ama...

2 yorum:

Ali Ece dedi ki...

"Amacımız hakedenin kazandığı bir spor mu izlemek yoksa kişisel bağlantıları güçlü olanların egemenliğine mi girmek?"
eklenecek başka söz var mı ki üzerine?

Kerem Akbaş dedi ki...

Eyvallah abicim.
Özledim bi ara görüşelim.