23 Ağustos 2011 Salı

Dekoder-On / Play-Off - Bi' Kereden Bişey Olmaz.

Sürekli şikayet edilen konulardan biri ülkemizde "ben yaptım oldu" zihniyeti. 3-5 karar vericinin masaya bile yatırma gereği duymadan,tartışmadan uygulamaya soktuğu kararlar sürekli dönüp olaşıp bu ülkenin başına bela oluyor.

Bu gün yani 23.08.2011 tarihinde Yıldırım Demirören, kulüp başkanlarının konuşmasına nasıl izin verdiğini anlamadığımız şekilde "Yeni sisteme geçtik, dekoder alın" dedi.Bu açıklama bile başlı başına bir çarpıklığı gün yüzüne seriyor. Avrupa'nın yaşadığı ekonomik krizde Yunanistan borçlarını ödeyemez duruma geldi ve Avrupa Birliği üye ülkeleri tarafından 2 kere kurtarıldı. Digitürk'te aynı Yunanistan gibi elindeki en büyük değer olan belki de varlığının tek dayanağı olan Süper Lig yayın hakları için uçuk bir rakam verdi. Yunanistan'da son 3 yıldaki ortalama maaş artışı %60 oldu. Yani devlet ve özel sektörün giderleri %60 oranında arttı. Digitürk'te karşısında rakip bulduğu için ödediği meblayı neredeyse %50 oranında artırdı ama sonuç ortada. Gelir gideri karşılamıyor.

Tv karşısında, canlı yayında ihalede fiyat artırırken bunları düşünmemiş olmaları düşünülemez. O zaman akıllara gelen play-off sistemi daha ihale yapılmadan birilerine çıtlatılmış. Yangından mal kaçırır gibi liglerin başlamasına -ki resmi olarak ligler başladı- 2 hafta kala böylesine önemli bir statü değişikliğini kulüplerin kabul etmesi sadece para birimi ile açıklanabilir.
Şimdi baştan düşünelim.Digiturk kaldıramayacağı bir yükün altına girdi. Kulüpler fazladan 10-12 maç oynamayı göze aldılar.Ki bu da maç başına para alan futbolcular düşünüldüğünde 3-4 milyon € yapar kulüp bazında. 4 takımlı bir play-off düşünülürse sadece 4 takım için bu 15 milyon € yapar. Kulüpler böyle bir gidere katlanmayı göze aldıklarına göre kazançları bundan fazla olacak ve bu kazanç yayıncı kuruluş tarafından karşılanacak. Yıldırım Demirören'in böylesi bir statü değişikliğini anlatırken 2. cümlesinde "dekoder" kelimesinin geçmesi bu paranın taraftar tarafından ödeneceğini gösteriyor.Ama ben ödemeyeceğim. Madem endüstriyel futbolun kurallarına göre bir oyun oynanıyor ve ben müşteri olarak onların tek para kaynağıyım ben yokum bu işte. Bana yarı dolu sattığın tüp evime giren son tüp ise bu defolu ve bana sorulmadan en azından 1 hafta bile tartışılmadan bütün kulüplerin balıklama atladığı statü de ayıplı maldır. Endüstri, tüketici ile var olan bir yapıdır ve yine söylüyorum ben yokum.

La Liga'yı neden seyremiyoruz? Çünkü futbolcular grevde. Bizim futbolcular önlerindeki maça bakmaktan arkalarından çevrilen olaylardan habersiz. Hakan Şükür bile "Abilerimiz daha iyi bilir" kıvamındayken bu futbolcuları tek harekete geçirecek şey tatillerinin kısalması olacaktır. Örgütlenme ve hakkını koruma konusunda sınıfta kalan bir ülkenin futbolcularından bunu beklemek de pek olası değil.

Statü konusu ise ayrı bir muamma. Avrupa'dan hangi futbolcuyu alacaksın artık bu kadar uzun bir fikstüre? İlk 4 takım play-off yapacak. 1. ile 4. arasında normal sezonda 16 puan fark varsa 4. olanın şampiyon olma şansı zaten yok. O zaman 4. takım kime yatarsa onu şampiyon yapabilir. Sezonu tek puan ile bitiren kulüpler federasyondan "yarım puan" borç alacak ve play-off sonunda iade edecek. Yani yarım puan ile şampiyonluk kaçabilecek. V.S.

Medeni Kanun İsviçre'den, Ceza kanunu İtalya'dan, Futbol Statüsü Belçika'dan.

Bu gün oyun-kapandı.. Play-Off..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

perfect!!