1 Ekim 2013 Salı

Hedef kar değil, verimlilik olmalı

Türkiye Futbol Federasyon’u başkanı Yıldırım Demirören geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada TFF’nin 32 milyon TL kar ettiğini gururla açıkladığında aklımızda bir takım soru işaretleri oluşmuş olsa da o günlerin gündem yoğunluğu yüzünden soru işaretlerine cevap aramamıştık. Ancak Federasyon 2011/12 sezonuna ait mali tablolarını açıklayınca aslında pek çok soru işaretini de ortadan kaldırdı.
2011-12 sezonunda TFF, 20,2 milyon TL kar açıkladı. Öncelikle şunu ortaya koymamız gerekli. TFF ya da herhangi bir kulübün amacı kar etmek değildir. Kulüplerin ve TFF’nin amacı zarar etmeden eldeki kaynakları en verimli şekilde kullanmaktır. Peki TFF harcadığı 219,6 milyon TL’yi verimli kullandı mı?
TFF’nin varlığı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanuna dayanmakta. Bu kanunun 3. Maddesi TFF’nin görevlerini ortaya koyuyor ve 9 fıkradan bu kanunda, fıkralar önem sırasına göre sıralanıyor. Tüm bu görevler içinde belki de en önemlisi ''Futbolun gelişmesini ve yurt sathına yayılmasını sağlamak.''
TFF elindeki kaynakları bu amaç ile kullanmak durumunda. 2011-12 ve bir önceki yıla ait gelirler aşağıdaki şekillenmiş.
Buna göre en büyük gelir kalemi Profesyonel futbol gelirlerinden oluşuyor. Açıklanan mali tabloların detayına ulaşılamadığı için bu gelir kaleminin detaylarına ulaşılamıyor ancak lisans bedelleri, ceza gelirleri, yayın gelirlerinin federasyon payları bu kalem içinde yer alıyor. Ardından gelen en büyük kalem ise sponsorluk gelirleri ki bu gelirlerin büyük kısmı Milli Takım sponsorluklarından oluşuyor.
TFF’nin gelirlerinin aynı sezonda borsaya açık dört takımın üç tanesinin gelirlerin fazla. Aynı sezonda Fenerbahçe 246 milyon TL gelir elde ederek TFF’yi geçerken, 224 milyon TL ile Galatasaray, 153 milyon TL ile Beşiktaş ve 136 milyon TL ile Trabzonspor TFF’nin gelir olarak gerisinde kalmış durumda.
Gelir yaratma becerisi açısından yapılacak bir takım yeni aksiyonlar olabileceği gibi bunun kötü bir sonuç olmadığını söylemek gerekli.
Peki TFF bu gelirleri nereye harcıyor? Kanunda söylendiği gibi Futbolun gelişmesini ve yurt sathına yayılmasını sağlamak için mi harcıyor bu paraları?
Öncelikle TFF’nin 2011-12 sezonunda harcayabileceğinden 20 milyon TL az harcaması sorgulanması gereken bir durum. Hadi bir yanlışlık oldu diyelim ancak 2010-11 sezonunda da 8 milyon TL gelir fazlası var.
Kötü mü kar etmek diyebilirsiniz? Maalesef kötü çünkü TFF bir ticari kuruluş değil. TFF kar amacı güden bir kuruluş değil, TFF futbolun gelişmesine hizmet edecek ve bu yönde harcama yapmak ile yükümlü bir kuruluş. Peki TFF ne yapıyor? Bu paraları nereye harcıyor?
Aşağıda da görüldüğü gibi TFF’nin harcamalarının amiral gemisi Milli Takım. Giderlerin %30’luk kısmı Milli Takıma harcanıyor. 2011-12 sezonunda Milli Takım giderlerinin bu kadar yüksek olmasının sebebinin en akla yatkın varsayımı Hiddink ile yolların ayrılmış olması. Milli takım için harcanan 65 milyon TL içinden Hiddink’e ödenen rakam ne kadar bilmiyoruz? Ya da gidemediğimiz Avrupa Şampiyonasının eleme maçları için ödenen primler ne kadar? Ya da deplasmanda oynanan eleme maçlarına giden TFF kafilesinin giderleri ne kadar yer tutuyor?
Milli takım ile ilgili giderler diğer bir tartışmaya girdiğimizde önemsizleşiyor. Çünkü yukarıdaki tablo Türk Futbolunun eğitime, araştırmaya, yeni futbolcular yetiştirmeye ne kadar para ayırdığımızı gözler önüne seriyor. Eğitim harcamaları sadece %7 ve bunun belli bir kısmı her sene rutin yapılan seminerler. Yani zaten futbolun içinde aktörleri yeni sezona motive etmek için harcanan hakem seminerleri, teknik direktör kurslar gibi. Bu %7’nin acaba gerçekte ne kadarı futbola yeni aktörler kazandırmak için harcanıyor. Bu orandan bile yeni futbolcu yetiştirme işinin kulüplere yıkıldığı görülüyor. Ar-GE ve Proje giderleri ise tam bir facia. Mevcut düzenden memnun olan TFF yönetimi Araştırma Geliştirme ve Projelere sadece %3 bütçe ayırıyor.
Eğitim ve projeler uzun soluklu bir çalışma ve yatırım sonunda meyvelerini verir. Bugün başladığınız ayakları yere basan bir projenin sonuçlarını görmek 3-4 senelik bir zaman zarfı gerektirirken bir de bunun üstüne düşük yatırımı eklerseniz birkaç erken açan çiçek dışında elinizde kuru dallar kalır. Ülke futbolunun gelişimine ve eğitimine katkı sağlamakla yükümlü olan TFF daha çok ve hatta en çok Milli Takım başarıları ile ilgileniyor. Yöneticiler kulüp yönetimlerindeki hislerini ve heyecanlarını Milli Takım üzerinden tatmin ediyorlar.
Altyapı hocalarına pro-lisans zorunluluğu ile işe başlasak ve kar ettik dediğimiz kısmı buna harcasak fena bir başlangıç olmaz sanırım.

0 yorum: