28 Ekim 2011 Cuma

Borsa'da İşlem Gören Süper Lig Takımlarının Mali Tabloları



Sadece "yönetemiyoruz" desek ve yazıyı bitirsek olur aslında. Geçtiğimz hafta büyük acıları peş peşe yaşayan bir ülkenin vatandaşları olarak yaşanan turnusol görevli olaylar pek çok eksiğimizi tokat gibi suratına çarptı. Ve o tokat vicdansız,faşist yaklaşım sahiplerinin tokadıydı. Bu acı olaylar sırasında 4 büyüklerin bilançoları sessiz sedasız Kamu Aydınlatma Platform'un da yerini aldı. Adı her ne kadar Kamu Aydınlatma Platformu olsa da yayınlanan tabloları ve dipnotları analiz etmek çok kolay değil. Teknik ve ağır finansal terimler arasında kaybolmadan bir kaç ilgi çekici noktaya dikkat çekmek gerekli.

Bu tablolardaki veriler 01-06-2011 / 31-08-2011 tarihleri arasında kalan 3 aylık döneme ait. Yani futbol oynanmayan,transfer karşamasında geçen ve şike soruşturmasının gölgesindeki bir döneme ait.

Geçtiğimiz günler de gazeteler küçük puntolarla bunu haber yaptılar ama verdikleri sadece rakamlardı ve tüm takımların zarar ettiğini yayınladılar. Öncelikle biz de bu rakamları vererek başlayalım.



Yukarıdaki grafikte mavi ile belirtilen kısım takımların futbol gelir ve giderlerini, diğer kısım ise futbol dışı yönetim ve finansal giderlerini göstermekte. Bu durumda İstanbul'un 3 büyüğünün futbol olarak 20mioTL ile 30mioTL zarar ettiğini görüyoruz. Ama gözden kaçmaması gereken konu bu dönem de Süper Lig'te maç olmadığı için kulüpler Yayın Gelirinden mahrum kaldı. Aslında iş biraz karışık Kulüpler bu alacaklarına karşılık kasalarına en az 10 mioTL para koydu ancak bunu mali tablolalarına gelir olarak değil Avans olarak yazdı. Kulüplerin bu zararı aslında hormonlu bir zarar. Lig normal dönemde başlasaydı bu zararlar ortalam 10-15mioTL daha az olacaktı. Ayrıca bu dönem de maç olmadığı için maç günü gelirleri de oldukça düşük. Bu dönemin tek kar açıklayan takımı Trabzonspor.

Aşağıda kulüplerin özet gelir tablosu var. Bu tabloya bakılında Şampiyonlar Liginin ne kadar önemli bir gelir kapısı olduğunu görüyoruz. Ayrıca bu gelir kapısına katılma şartlarının ligin 8. haftasında değişmesi de ayrı bir yazı konusu.



  • GELİRLERE ŞİKE DARBESİ
Kulüplerin gelirleri, Deloitte Money League ve UEFA Fair Play gibi standartlara göre 3 ana başlık altında toplanıyor. Bunlar Yayın Gelirleri, Maç Günü Gelirleri ve Ticari Gelirler.

Bu sezon gelirleri geçtiğimiz yıl ile karşılaştırdığımızda şike sorusturması nedeni ile geç başlayan liglerin, yayın gelirlerini büyük oranda düştüğünü görüyoruz. Gçetiğimiz sezon 4 büyük kulüp toplam 92mioTL gelir kaydederken bunun %53'ünü yayın gelirleri oluşturuyordu.

Bu sezon ise kulüplerin gelir kaleminde %17'lik bir artış oldu ve gelir toplamı 108mioTL'ye ulaştı. Ama 108mioTL'nin içinde Yayın Gelirlerinin payı ise sadece %25.



Maç günü gelirlerinde ise %189'luk bir artış var bunun açıklaması şike sürecinin en sancılı takımı Fenerbahçe'ye taraftarının sahip çıkması. 38,4MioTL Maç günü gelirinin 32mioTL'si Fenerbahçe'ye ait. Taraftar kart, kombine kart ve loca satışlarında bir inanılmazı gerçekleştirdi Fenerbahçe. Ligde bulundukları sıra da aslında futbolcuların kenetlenmesi bir anlamada. Buna taraftarın da eklenmesi ile bu kenetlenme sadece puan tablosunu değil gelir tablosunu da olumlu etkiliyor.



Yukarudakş grafik 4 büyük kulübün gelir toplamlarını gösteriyor. FB haricinde diğer kulüpler 20-27mioTL bandında gelir elde ederken Fenerbahçe 37mioTL gelir ile en yakınındaki takımdan 10mioTL fazla gelir etde etmiş görünüyor.



Kupalarına katılmanın önemini yukarıdaki tablo aslında açıkça gösteriyor. Trabzonspor'un 21mioTL yayın gelirinin 18mioTL'lik kısmı Şampiyonlar Ligi katılım payından gelen kısım. Aynı zamanda Beşiktaş'ta Avrupa Ligi sayesinde 5,6mioTL gelire sahip. Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligine gidememesinin 3 aylık faturasının da 18mioTL olduğunu görebiliyoruz.

  • GİDER DENGESİ
Ülkemizde şirket yöneticilerinin tasarruf kelimesi söz konusu olduğunda birinci refleksi işçi çıkartmaktır. Çünkü pek çok firmada en büyük gider "personel maliyeti" dir. Bu aslında en büyük değerin de personel olduğunu gerçeğini gösterir ama görmezden gelinir. Gider bakımından takımlarımızı incelediğimizde an az gidere sahip takım olarak Trabzonspor'u görüyoruz. En çok gidere sahip olan takım ise Fenerbahçe.



Toplam gider içinde Fenerbahçe 50mioTL barajını geçen tek takım. Gelirinden 1,7 kat daha fazla bir gidere sahip ve bu giderler içerinden 22mioTL'lik "Futbol Altyapı Giderleri" adında bir gideri var. Yani toplam giderin neredeyse %33'ünü altyapıya harcıyor. Acaba bu 22mioTL "Altyapı" giderinin semeresini ne zaman alacak Fenerbahçe?

Futbolcu ücretlerinin toplam gider içinde en çok olduğu takım tabi ki Beşiktaş. Giderin %60'ı futbolcu maaşları.Diğer 3 büyük takımın futbolcu ücretlerinin toplam gidere oranın da %43 ila %47 arasında bir dengede duruyor.

Peki bu futbolculara verilen paralar takımın kasasına ne şekilde yansıyor?

Beşiktaş ve Galatasaray gelirlerinden daha fazlasını futbolcularına ödüyorlar. Beşiktaş toplam gelirinden %112, Galatasaray ise %103 futbolculara ödeme yapıyorlar. Bu durum en borçlu iki kulübün neden bu takımlar olduğunun da bir nevi göstergesi.

Fenerbahçe gelirlerinin %74'ünü, Trabzonspor ise %40'ını futbolcu ve teknik heyete maaş olarak veriyor. Önümüdeki 3 ayda STL gelirlerinin Gelir Tablosuna yansıması ile bu oranların düşeceğini de belirtmek gerekli.

Giderler açısından başka bir detayda 3 ayda ödenen Menajerlik giderleri. Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerinin dipnotlarında bu konuya ait detay bulunmuyor ancak Beşiktaş'ın Mendez ile olan içli dışlı ilişkisini göz önüne aldığımızda 3,4mioTL menajerlik gideri fazla göze batmıyor. Trabzonspor ise kendi Mendez'ini yaratma peşinde sanırım. Sezonun ilk 3 ayı için giderleştiren Menajerlik faaliyetleri 6,7mioTL. Burada takımın son anda Şampiyonlar Ligine alınması ve hızlıca yapılan transferler mazeret olarak gösterilse de tüm takıma 10mioTL ücret verirken 6mioTL menajerlik gideri yapmak ciddi olarak araştırılması gereken bir konu. Menajerler, futbolculardan çok kazanıyor neredeyse.

  • SÜRDÜRÜLEBİLİR BORÇLANMA
Gelir tablosunun bu dönemdeki aldatıcılığından bahsetmiştik.Ancal bilanço kalemleri açısından aynı şeyi söyleyemeyiz.

Muhasebe 101'in konuarından biri "cari oran" adı verilen bir rasyodur. Bu rasyo şirketlerin borç ödeme gücünü gösteren ve karşılaştırmada daha gerçekçi sonuçlara ulaşmayı sağlayan bir orandır. Bu oranın 1(bir) olması demek o şirketin 1 yıl içindeki borçlarını herhangi bir sıkıntıya mahal vermeden ödeyebilecek durumda oması demektir.

Bizim 4 büyük kulübümüz içinde en yüksek oran 0,47 ile Fenerbahçe'ye ait. Yani Fenerbahçe mevcut durumda borçlarının sadece %47'sini ödeyecek durumda. Bu da borcu borçla ödemek ve faiz giderine kaylanmak anlamına geliyor. En kötü durumda ise 0,22 ile Beşiktaş var.



4 büyük kulübün toplam 1.077.334.668TL borcu bulunuyor. Bu borcun 336.358.524TL'si bankalara ve bunun da 143.106.484 TL'si bir yıl içinde ödenecek.

Takımların borç detaylara aşağıdaki tablodan ulaşabilirsiniz.



Bu kadar borca faiz yükünü de eklediğimizde ortaya çok daha karamsar bir tablo çıkıyor. Takımlarımızın ödediği faizlere bakarsak birinci sırada yine Beşiktaş'ı göreceğiz.


Beşiktaş'ın 3 aydaki faiz maliyeti tam 4,5mioTL bunu 2,4mioTL ile Galatasaray izliyor. Fenerbahçe ise bu dönemde diğer 3 kulübün aksine faiz geliri elde etmiş. Bu borçlanmanın getirdiği maliyetin bir ayağı. Diğer ayağı ise kur üzerinde dalgalanmanın getirdiği kur riski. Özellikle USD ve EUR'daki aşırı değerlenme sonrası borçlarının büyük çoğunluğu döviz cinsinden olan kulüplerin TRL karşılığı borçlarında da bir artış meydana geldi.

Kur riskinden en fazla etkilenen takım ise Galatasaray oldu. 3 ay içinde borcu TRL olarak 27mioTL arttı. Basitçe anlatmak gerekirse Galatasaray, döviz 2,1TL iken 1mioTL borçlandı ve karşılığı olan 2,1mioTL'yi harcadı. Borç vadesinde kur 2,4TL oldu ve Galatasaray borcunu ödemek için 2,4TL'den 1mioEUR aldı ve borcunu ödedi. Bu durumda Galatasaray aslında 2,1mioTL için 2,4mioTL ödedi.

Galatasarayı izleyen kulüp ise 18,5 mioTL ile Beşiktaş. Borçları bu iki kulübe göre daha az olan Fenerbahçe ve Trabzonspor kur riskinden toplam 7mioTL gibi bir zarara uğramış.




  • ÖZKAYNAK SORUNU
Özkaynak en temel anlamıyla tüm varlıklar satılıp borçlar ödendikten sonra elde kalan kısımdır. İki kulübümüzün özkaynakları eksi değerde yani şirketin kendine ait hiç birşeyi olmadığı gibi satsa,savsa yine de borç kapanmıyor. Bu şirketler futbol dünyasının saygın kulüpleri olmasaydı şimdiye kadar çoktan iflaslarını açıklamışlardı ancak saygınlıkları sayesinde yüksek de olsa faizle borç bulabiliyorlar ve bir şekilde mevcuduyetlerini sürdürebiliyorlar.



Sonuç olarak;

  1. Kulüplerin bu dönemdeki zararlarının yüksek olmasının sebebi bu dönemde STSL'in oynanamasıdır.
  2. Kulüplerin neredeyse tamamı borçlanma konusunda sınıfta kalmıştır.
  3. Bu görüntü ile Finansal Fair Play kriterlerini bayağa bir esnetecek TFF ya da kulüplere mali tablo makyajında uzman kişileri işe almasını önerecek.
  4. Kulüplerin gider kalemleri belli bir standarta sahip değil, bu yüzden gider karşılaştırmalarında standart oluşturmak zor. TFF'nin tüm kulüplerin aynı standartı tutturması için ortak ve detaylı şablon hazırlamalı.
  5. Finansal Fair Play'de özkaynağı eksi olan kulüplerin üzerine çizgi çekiliyor. Bu durumda Beşiktaş ve Galatasaray büyük risk altında.
  6. Fenerbahçe'nin borsaya açılış şekli diğer 3 kulübe daha farklı. Fenerbahçe bugüne kadar futbolcuları Dernekten kiralayıp kullanıyordu ve vergiden muaftı ancak yeni düzenlemeden sonra futbolcular dernekten Fenerbahçeye geçti.Önümüzdeki dönemde giderlerde bir şişkinlik yaşanabilir.
Sabrınız için teşekkürler

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ellerine sağlık. Ama fenerbahçenin kombine gelirleri biraz abartı olabilir gibi bir his var içimde..