13 Eylül 2011 Salı

Decoder Beşiktaş'ı Kurtaramaz. Muhasebe 101

Noat Samisa'nın zihin açıcı bu yazısını okuduktan sonra sürekli ertelediğim çalışmayı kelimelere dökmeye karar verdim.

Öncelikle ağır finansal veriler ve rakamlar içerdiğinden konun özetini son paragrafta bulabilir bu işle ilgilenmeyenler. Şimdi bu girizgahtan sonra Özkaynak ile işe başlayalım.

  • ÖZKAYNAK DÜZEN(SİZLİĞİ)
Benim bu takıma gönlümü kaptırdığım dönemin en büyük övünç kaynağı Özkaynak düzeniydi. Altyapıdan gelmiş, Beşiktaş kültürünü almış futbolcuların sinerjisi karşısında kupaların Akaretlere gelmesine kimse şaşırmıyordu.

Bir başka Özkaynak kavramı işe Beşiktaş'ın bir takım olmanın yanında Borsa'da ticari bir işletme olarak işlem görmesi ile başladı. Şu Beşiktaş'ı yabancı sorunundan kurtarmasına rağmen takdir almayan Hüsnü Güreli önderliğinde yapılan bu işlemler silsilesi sonunda artık Beşiktaş alınıp-satılabilen metaya dönüştü.

Borsa'ya kote olmanın en büyük sorumluluğu mali tabloların açıklanmasıdır.Ve yakında gelencek olan ve büyük balıkların küçük balıkları yemesine düzenleme getirecek olan Finansal Fair Play ile TFF bünyesindeki tüm kulüpler bu mali verileri en azından federasyon ve UEFA ile paylaşmak durumunda kalacaktır.

Bu mali tabloların temelini bilanço ve gelir tablosu oluşturur. Bilanço bir işletmenin ticari varlıklarını yani sahip olduklarını ve bunlara sahip olmak için katlandıklarını gösteren bir tablodur. Mali değer sahip bir varlığı edinmek için iki yol vardır.Borç almak yada özkaynak kullanmaktır.

Bilançonun temel ilkesi "eşitliktir". Yani varlıklarınız, borçlarınızın ve özkaynağınızın toplamına eşit olmalıdır. Bunun formülüze edilmiş şekli şu şekildedir.
VARLIKLAR=BORÇLAR+ÖZKAYNAKLAR
 Yani varlıklarınızın hepsini satıp borçlarınızı ödediğinizde elinizde kalan öz kaynaktır. Gelin görün ki Beşiktaş bugün  Quaresma'dan, Ümraniye Tesislerine, Fulya Rezidanstan, BJK TV ye heşeyini satsa bile borçlarını ödeyemiyor. Aslında bir şirketin ne kadar kötü yönetildiğini göstermek için yazıyı burada bitirmek yeterli ama söylenecek daha çok şey var.

Resmi Büyütmek için Tıklayın
Özkaynak değişim grafiğinde görüldüğü gibi 2007 Mayıs ayında Beşiktaş'ın kendine ait 15mio TL'si varken, 2011 Mayıs ayında 201mio TL'lik bir çöküş söz konusu. Peki nereye gitti bu paralar?
  • VARLIK KAYNAK DENGESİZLİĞİ
Bilanço bisiklet sürmek gibidir. Dengede olmalısınız. Beşiktaş'ın özkaynaklarını böylesine azalmasının bilançoda bir karşılığı olmalı. Ya varlıklarınız artmalı ya da borçlarınız azalmalı. Peki Beşiktaşta durum ne?

Resmi Büyütmek için Tıklayın
İşte durum. Beşiktaş'ta varlıklar 2010 Mayıs ayına kadar artıyor. Bu artışlar Mayıs 2009 a kadar bir nebze olsun borçlanma ile karşılanıyor ve özkaynaklar belli bir bant aralığında seyrediyor ancak kamyonun freni bu tarihten sonra boşalıyor ve duvar karşı seyir başlıyor.

Son yıl varlıklar keskin şekilde düşerken, borçlanma artarak sürüyor.
  • GELİRLERİ ARTIRAMAMAK
Beşiktaş'taki bu resmin asıl sebebi gelir çeşitlemesinde çaresiz kalmak ve sırtını Digitürk'e yaslamak. Çünkü Beşiktaş her sezon hanesine zarar yazıyor ve bu zararı ve önce özkaynaklarından, yetmediği yerde ise borçlanarak ödüyor. İtibar olarak her türlü kredibiliteye sahip olmanın avantajı ile sürekli borçlanıp gelecekteki gelirlerini temlik edebiliyor. Beşiktaş'ın gelecek 2 sezonda gelecek Yayın Gelirlerinin gideceği yer aşağı yukarı şimdiden belli. O yüzden Beşiktaş'ın kurtuluş için dekoderden fazlasına ihtiyacı var.
Gelir artırmak konusunda Beşiktaş'ın hiç bir şey yapdığını görmek için aşağıdaki gelir kalemlerini incelemek yeterli. Bu kalemleri Noat Samisa fonksiyona göre gruplandırmıştı yazısında. Ben bu fonsiyonların detaylarını da ekledim.

Büyütmek İçin Tıklayınız
Bu tablonun anlattığı şey, yayın gelirlerinin Türk futbolunda kulüpleri ağustos böceğine dönüştürdüğüdür.Bu kalemleri tek tek incelediğinizde göreceksiniz TV Yayın giderleri haricindekileri artırmak için ciddi anlamda sportif başarı ve pazarlama stratejisi gerektirmektedir. UEFA Katılım gelirleri için öncelikle liginizde şampiyon ya da 2. olmalısınız ki ŞL'ne gidesiniz. Kombine kart gelirleri %300 zamma karşı son 3 senede %62 artmış. Maç hasılatları ise toplam gelir içinde %4-%7 bandında gidip geliyor. Yani iyi günde kötü günde taraftar kulübe bilet alarak %5 gibi bir gelir sağlıyorlar. Bu %5 içinde kombine gelirleri yok. Kombine eklendiğinde bu oran %15-%20 arasında gidip geliyor.Yani kulübün kombine gelirlerini artırmak için yaptığı tek şey zam yapmak. Bu zam karşısında Stad için yaptığı harcamalara baktığımızda 2,2mio TL'den 3mio TL'ye çıktığını görüyoruz. Bunun anlamı stad için para harcanmadığı ve taraftarın konforunun hiç bir şekilde düşünmediği. Bu stad için yiyecek-içecek alanlarının ihale fiyatlarını, uzun vadede geliri düşürmekte.

Beşiktaş Şampiyon Ligine katıldığı senelerde gelirini %35 ila %50 oranında artırmakta. Gruplardan bir adım ötesinin uçurum olduğu takımımız için Şampiyonlar Ligi geliri bu kadar hayatı iken her sezon 2.tur, çeyrek final zorlayan yabancı takımlara hem maddi hem de futbol anlamında ulaşmak neredeyse imkansız hale geliyor.

Büyütmek için Tıklayınız
 Bir transfer klişesi haline gelen forma satışları ile maliyetini çıkartmak Beşiktaş için oldukça zor. Lisanslı ürün satışlarından sağlanan gelir 3 yıldır aynı seviyede. Ama bu süreçte Quaresma, Guti, Simao gibi yıldızlar takıma katıldı. Ürün fiyatlarının her sene %20 oranında arttığı düşünürsek gelir sabit ise satış adedi düşmüş demektir. Yani bir transfer klişesi Beşiktaş'ın mali tabloları sonrasında tarihteki yerini alıyor.

Ayrıca sponsorluk gelirleri Ticari Gelirlerde oldukça yüksek bir yer tutuyor.Gelirin %13'ünü sponsorlardan elde etmek takdir edilecek bir başarı bu başarısızlık içinde ama gerçek anlamda bir başarı olup olmadığını anlamak için Fenerbahçe ve Galatasaray'ın sponsorluk gelirlerini incelemek daha sağlıklı sonuç verecektir. 

Gelirler için özet geçersek; Beşiktaş gelirini sadece yayın ihalesi ile artırıyor ve geliri artırmak için fark yaratan  ürünler yaratmaktansa zam yapmayı tercih ediyor.
  • GİDERLERİ AZALT(AMA)MAK
En basit bakkal hesabı ile Kar=Gelir-Gider.
Beşiktaş gibi geliriniz elinizde olmadan artıyorsa ve siz bunu değiştiremiyorsanız, kar etmek için değiştirmeniz gereken şey giderlerinizdir. Giderleri azaltmakta bir nevi kar artırıcı bir eylemdir. Türkiye'de gider azaltma kavramı "işçi çıkartmak" olarak tezahür eder.

Beşiktaş'ın giderlerinin özetini aşağıdaki şekilde bulabilirsiniz.
Büyütmek İçin Tıklayınız
Öncelikle 2010-2011 sezonunun en büyük gideri toplam giderin %59'u ile futbolcu ve teknik ekip ücretleri, bunu %16 futbolcu itfa payları izliyor. Futbolcu itfa payları gerçekte bir para çıkışı olmasa da futbolcuların sözleşmesinin süresine göre  Bosman kuralı gereği bedelsiz gitmelerinden kaynaklı bir değer kaybı. Örneğin Quaresma'yı almak için 10mio TL ücret ödediniz ve 5 yıllık sözleşme yaptınız. Q7'yi defterlerinize 10mio olarak kaydediyoruz. Artık Q7'nin 5 yıllık hakları bizim elimizde. Yıllık 2Mio TL'ye geliyor ve her sezon sonunda Q7'nin değeri 2Mio TL değer kaybediyor, taki sözleşmesi bitip bedelsiz takımdan ayrılana kadar.

Quaresma, Guti ve Simao gibi yıldızların gelmesi ile Lisanslı ürün satışlarında bir değişme olmazken gider kaleminde %38 oranında bir artış ortaya çıkmış. Sahada takıma verdikleri ve vermedikleri bu yazının konusu olmasa da gazete sayfaları kriterinde başarılı transferler olacaklar gibi görünüyor.

Futbolcu satış zararları kalemi de tüm giderlerin içinde %9'luk paya sahip. Bu kalemin Beşiktaş'ın transfer politikasının en güzel özeti olduğu ortada.
Ayrıca unutmamak gerekir ki bu giderler sadece futbol takımının giderleri. Yani operasyon giderleri, faiz giderleri bu giderlerin içinde değil.

Beşiktaş'ın şu andan itibaren gelir artırıcı yapamıyorsa gider azaltıcı önlemler alması gerekiyor yoksa tutacak bir takımımız olmayabilir.
Büyütmek İçin Tıklayın
Yukardaki grafikte, Beşiktaş'ın 5 yıllık, normalde Kar/Zarar diye adlandırılan ama Kar olmadığı için Zarar Tablosu olarak adlandırılan özeti var. Sayın Demirören ve ekibi Zarar'da dur durak bilmiyor. Ve Beşiktaş'a verdiği zararı açıkça gözler önüne seriyor.

Aşağıdaki özet gelir tablosu ise yukardaki grafiği daha ne anlatıyor. Özellikle son sezonda artan finansman maliyetlerinin nedeni dediğimiz gibi Özkaynakların eksiye düşmesi ve borçların döndürülemez hale gelmesinden kaynaklanıyor. Benim basit analimiz de bile ortaya çıkan durum bankalar tarafından daha detaylı analiz ediliyor ve döşene bir tekmede mottosu ile yüksek faiz ile kredilendiriliyor. Böylece borcu ödemek için alınan borç daha da büyük borcu doğuruyor. Bu süreçte yıldız futbolcular ile de yüksek taahütlere girince iş arap saçına dönüyor.
Büyütmek İçin Tıklayınız
  • BEŞİKTAŞ OYUNU ADİL OYNAYABİLECEK Mİ?
Bilindiği gibi Avrupa'da futbolun patronu Platini'nin önderliğinde geliştirilen  Finansal Fair Play (FFP) ile kulüplerin mali yapısına çekidüzen verilmek isteniyor.

Özellikle petrol kuyusundan çıkan kara paranın yeşil sahadaki gölgesini kaldırmak için düzenlendiği söylenen bu yeni yapıda büyük yaptırımlar bulunuyor. Kriterler ise aşağı yukarı şu çekilde.
  1. Futbol takımının giderleri gelirlerini aşamayacak
  2. Son üç yıllık toplam gider, son 3 yıllık toplam geliri en fazla 5 milyon euro aşabilecek (2015'e kadar 45 milyon euroya kadar izin var, 2018'e kadar 30 milyon, 2018'den sonra maksimum zarar 5 milyon olabilecek)
  3. Gelirler hesaplanırken stad gelirleri, yayın hakları, sponsorluk gelirleri, futbolcu satışı gelirleri hesaba katılacak, parasal olmayan gelirler ve futbol dışı gelirler sayılmayacak.
  4. Hiçbir futbolcuya, klübe ya da yasal otoriteye vadesi geçmiş borç bulunmayacak.
  5. Özsermayenin negatife düşmesine izin verilmeyecek.
  6. Futbolcu maaş, ücret ve primleri, toplam gelirin %70'ini geçemeyecek.
  7. Toplam borç, toplam gelirin %100'ünü geçemeyecek.
Daha gördüğünüz gibi analize başlamadan 5. madde de takılıyoruz. Kulübün hisselerinin bir kısmının daha halka açılması ve buradan gelen gelirin Özkaynaklara eklenerek bu sorunun çözelmesi muhtemel.

Beşiktaş'ın giderleri son 5 sezondur gelirlerinin üstünde daha önce söylediğimiz gibi. 2. madde için küçük bir uygulama yaparsak bakalım sonuç ne olacak?

Finansman ve Faaliyet Giderleri Dahil verilerdir. 2011-2008 yılları arası.
FFP'nin belki de en zayıf halkası Sponsorluk gelirlerinin sisteme dahil edilmesi olacak. Böyle bir durumda Sayın Demirören cebinden para verip kulübü borçlandırmayacak ama kulübe sponsorluk adı altında para akıtacabilecek. Ayrıca sponsorluk sözleşmesine koyduğu bir madde ile sözleşmenin bitmesine az bir süre kala kulüp tarafından sözleşme tek taraflı fesh edilip sponsor firmaya tazminat ödebiletecek.

6. maddeyide incelemekte yarar var. Aşağıdaki tablo sezonluk ücretler ve o sezon elde edilen gelirler bulunuyor. Bu veriler ışında baktığımızda geçtiğimiz sezon FFP yürülükte olsaydı Beşiktaş bu maddeyede takılacaktır.
Büyütmek İçin Tıklayınız

Sözün özüne gelirsek. Sayın yöneticilerimiz dekoder alın demekte son derece haklı. Noat Samisa zaten yazdı bunları. Beşiktaş özelinde şunu söylebilirim ki;

"Sayın Demirören bu gün decoder alın diyebileceğiz bir taraftar gurubuna sahipsiniz ancak kulübü bu şekilde yönetirseniz, oğlunuz başkan olduğunda "decoder alın" diyecek taraftar bulamayabilir. Çünkü çocukların Beşiktaş'lı olması için hiç bir şey yapmıyorsunuz. Yeni decoder satmak için daha çok taraftara ihtiyacınız olacak ve bu yönetim anlayışınız ile pek çok çocuğun tercihi üzülerek ve maaselef görüyor ki hayal ettiğiniz noktadan çok daha farklı."

Futbol sadece futbol mudur değil midir bilinmez ama bu mottonun sahibi Simon Kuper Futbolun Şifrelerinde futbol işini ticari anlamda aptallık olarak nitelendiriliyor. O futbol işinden kar edilemeyeceğini ancak Porto, Lyon gibi kulüplerin ender olarak bu işten kar sağlayabileceğini anlatıyor. Biz karı geçtik en azından ligde kalacak kadar zarara razıyız.

Sabrınız için teşekkürler...

9 yorum:

kivbar dedi ki...

Bilgileri detaylandırılarak anlattığınız ve futbolun yeşil sahadan ibaret olmadığını hatta sadece 'decoder' dan hiç mi hiç ibaret olmadığını göstermeniz saygı duyulacak kadar büyük :) teşekkürler

Kerem Akbaş dedi ki...

@kivbar aslında işlerin yoğunluğundan dolayı biraz yalap şalap bir çalışma oldu ama beğenmenize sevindim. Okuyup, değerlendirdiğiniz için ben teşekkür ederim.

Unknown dedi ki...

Usta eline sağlık. Blog aleminde bu kadar somut verilere dayalı net yazılar okumak insanı mutlu ediyor.
Beşiktaş dışarıdan ulu bir çınar ama içi her gün boşaltılıyor. Ne zaman çökecek bakalım..

Bu analizleri kulüpte yapan bir allahın kulu var mı acaba?

İngiliz Oyunu dedi ki...

Öncelikle sorun tespiti açısından güzel bir yazı. Bu mali tabloları Noat'ın yazısından önce de resmi siteden takip etmişliğim var. Ancak sizin yaptığınız kadar elimi taşın altına sokup bir yazı hazırlamamıştım. Yeni FFP kurallarından geç haberim oldu ancak baya bir inceledim, ilk aklıma gelen de biz ne durumdayız olmuştu. Ancak sizinde bahsettiğiniz gibi YD'nin sponsorluk üzerinden para aktarması gibi arka kapıdan dolaşma imkanı biraz olsun içime su serpmişti. Yine de ne olursa olsun, nasıl yırtılırsa yırtılsın bu durum kabul edilemez. Noat'ın şu yazısını detaylandıran şu yazı üzerine bu yazı şeklinde bende de bir çalışma yapma isteği uyandırdınız. Özellikle hisse ve şirket değerini belirleyen bir takım oransal analizler yapılıyor bu tablolarla. Bu açıdan yaklaşıp bir katkıda bulunmak isterim. Uğraşınız için çok teşekkür ederim, bu yazı referans olmak üzere uzun yıllar sık kullanılanlarımda duracak gibi.

Noat Samisa dedi ki...

İhtiyaç, bilen birinin şu mali tabloları ortaya koymasıydı. Daha doğrusu, kepazeliği muhasebe formatından çıkarıp herkese anlatmaktı. Çok da iyi, teşekkürler.

Önce futbolcu maaşlarının hesabını yapan, çok-az diye yorumlayan taraftara ''siz taraftarsınız, muhasebeci değil'' diyenlere -Erbakan tonlamasıyla- bir ''hadi oradan!'' demek istiyorum. Parayı veren düşünsün, denir de veren düşünmüyor ve aslında o parayı veren esas kişiler de biziz. Bizim paramız ödeniyor futbolculara, bu düzen budur.

Futbolcu maaşlarının iki yıl içerisinde %150 artması, gelirlerin aynı dönemde %70 arttığı bir ortamda açıklanabilir, kabul edilebilir bir şey değil. Zurnanın zırt dediği yer de burası. 06/07'de %78 olan maaş/gelir oranı, o sezon CL bileti alınmasıyla ertesi sezon %46'ya dek iniyor. Bu kulübün ekonomisine inanılmaz bir rahatlık getirmiş olmalı ve Beşiktaş şampiyon olurken de elde CL olmamasına karşın maaş/gelir oranı yarı yarıya seviyede. Ama sonrasında iyi geçmeyen iki sezonda saçılan inanılmaz paralar var. Bunlar salt bonservis değil, maaş ve esas problem bu görünüyor.

Bu sezon bu saçmalık nispeten azaltıldı. Tahminen 100 milyon TL'ye yaklaşan bir bedel çıkacak karşımıza sezon sonu. Yine de 13 yabancı, idmanda 31 futbolcu rezaleti karmaşa yaratabilir. Buna mukabil, bu sezon staddan gelen para azalabilir. Ticari gelirler ve yayın gelirleri yakın seyrederken, sezon sonu yine takribi 60 milyon TL üzeri bir zarar, öngörü olarak.

Bir de futbolcu itfa payına dahil edilen menajerlik ücretinin detayı var. Bir evvelki sezon 3.9 milyon TL olan gider, geçen sezon 9 milyon TL'ye yükselmiş ve bunun içerisinde yaz transferleri yok. Her şeyin bir bedeli var. Bundan böyle futbolcu maliyeti hesaplanırken bonservis artı maaş'a bir de artı menajerlik ücreti demek lazım. %200 artış'ı yok sayarsak, kelepir futbolcu olduğundan daha kelepir gösteriliyor.

yuki the zorba dedi ki...

Guzel bir calisma olmus, elinize saglik...

Bir turlu zaman ayirip, detayina inemedim uzun zamandir. Kulubun hangi alanlarda iyi yonetilemediginin; hatta yonetilmediginin analizini cok dogru yapmissiniz. Bir kac nokta var, belki konuyu biraz daha detaylandiririz..

Kulubun varliklarinin azalma sebebi sabit kiymetler olan futbolcular uzerinde yeniden degerlemenin yapilmamis olmasi olabilir. Kulup bunu SPK tarafindan lisanslanmis firmalara yaptiriyor; ancak acikcasi gectigimiz yillarda Delgado olayinda oldugu gibi cok guvenilir sonuclara ulasildigini dusunmuyorum. Kulup bu kozu her defasinda kullaniyor ve kullanacak. Futbolcu degerlerinin TL mi Euro olarak mi belirlendigi de onemli. Eger baz alinan deger Euro ise, bugunler itibariyle varliklar konusunda baska bir yere gelinmis olabilir. Bu o rakamlarin guvenilir oldugunu degil; o rakamlarin da yonetildigini gosterir. Acikcasi, ozkaynaklar konusunda kulubun daha once yaptigi gibi sponsor destekli transferlerle bunu yineleyecegini dusunuyorum. Yani sponsor geliri yazip karsi bacagina futbolcuyu varlik olarak yazacak, uzerine futbolcunun degerini sponsorluk bedeliyle bagdastiracaklar... Delgado 5,5; Tabata 8 M Euro olacak yani... Basketboldaki sponsorluk bunun bir nevi baslangici zaten...

Kredi operasyonu kisa vadeli borclari cevirmek icin yapilmisti. Detayli incelemek lazim, vadesi ve faiz orani cok iyi olan bir kredi. Ancak mali tablonun detayina girmeden konusmak zor... Su haliyle cok ise yaramamis gorunuyor. Kisa vadeli borclarin cok daha detayina girmek lazim...

Bunlar neyse, zaten hep bilinen seyler de; seyahat giderleri benim tepemi attirdi... Futbol takiminin seyahat gelirlerinin bu kadar artmasinin sebebi nedir? Bu kulup kimleri yurtdisi seyahatlerinde gezdirip, yedirip icirmektedir? Yoneticiler, akrabalari vs. bu seyahatlere para harcamadan mi gidiyorlar? Deplasmana giden ozel ucaklarda seyahat edenlerin tamami bedava mi seyahat ediyorlar? Acaba bu yuzden mi takim ozel ucakla seyahat etmeye basladi?? Cok net bazi seyler... Buna ayrica bir post atmak lazim...

Tekrar elinize saglik...

Kerem Akbaş dedi ki...

@noat samisa senin teşviğin olmasa olmazdı sanırım bu çalışma tekrar teşekkürler.

@yuki the zorba beğenine teşekkür ederim. Ben denetçi değilim orjini SMM olan bir finansçıyım o yüzden özellikle SPK ve IFRS'in devreye girdiği konulara da açıklık gelirse yazı tamamlanmış olacak. Hazır dönem sonu raporu hazırlarken bu da arada kaynadı. Ayrıca bu mali tablolara şartlı görüş bildirildiğini de belirtmek isterim.

İkinizinde katkıları için teşekkürler.

Rasyolar tüm sektörü bilmediğimiz için anlamsız olabilir diye oraya girmedim pek.

Yasin Arıcı dedi ki...

Fulyanın kötü bir anlaşması olduğu açık ama rezidansın tapusu hala Beşiktaş J.K ait..Rezidans Yap işlet devret ile yapıldı..Bu bahsedilen rezidans arazisi türkiyenin en değerli arazilerinin ya ilk sırasında gelir yada 2.sırasındadır..

Satarak borç ödenmez,üreterek borç ödenir,ama illa satışı yapılcaksa Rezidansı satınca Süper Ligteki takımların borcunu ödersin üstüne Barcelona'nın 450 milyon € luk borcunun %20-25 lik kısmını ödersin..Nevzat demir tesislerinin ise satışından 18 kulübe transfer bütcesi çıkartırsın biraz kasarsan barca'nın geriye kalan %75 borcunu öder birde Ronaldo gibi 100 milyon € luk transfer yaparsın ;)

Nevzat Demirin arka tarafındaki ve karşı tarafında bulunan arazi komple kulübe ait ..Nevzat demirin dışındaki araziler bunlar :))

Şan ökten ve Akararetleri saymıyorum henüz..

Ayriyetten Fulya Rezidansın yanındaki Benzin İstasyonu kulübe ait.. Benzinin Litresini 4,5 TL'den satıyor :))
Dip not fazla hayal ürünü yazı olmuş..Bu arada Demirören yanlısı felan değilim..Süleyman Seba hastası bir adamım ben Süleyman Sebanın cırağan sarayının arazisini verip,Yerine İnönü stadını aldığını bilirim aynı zamanda'da Yeşilköydeki araziden bahsetmicem..Kimlerin nasıl aldığını anlatmaya gerek yok..Bu arada Kulübün resmi sitesinde yazmayan Derneğe ait 4-5 tane daha arazisi var tapulu :)

Adsız dedi ki...

Seyahat giderlerini merak eden kişiye ithafen,
Takımın sezon boyunca yurt içi ve hatta y.dışına yaptığı deplasmanlarda armanın peşinden koşan o 'cefakar' tayfanın yol&bilet paralarını klubün cebinden almasını da araştırabilirsiniz.
Gerçi o biletler kapı patladığında deplasman seyircisine okutularak karaborsaya geri dönüştürülüyor, o ayrı.
Totale kıyasladığında pastanın üstündeki krem şanti misali ama biraz fazla mide bulandırıcı.