26 Eylül 2011 Pazartesi

Masum Değiliz Hiç Birimiz...

Ben hiç birini görmedim ölürken. O can çekişmelerin, o kısa-sık nefeslerin, başın bir tarafa düşmesinin tiyatralına şahid oldum. Şimdi bakıyorum ki futbol ölüyor. Ve ben daha önce nasıl izlediysem o ritüeli televizyon,tiyatro ya da sinemada tüm ülke olarak seyrediyoruz.


Futbolun sosyal,ekonomik ve psikolojik etkilerinden arındırılmış bir yeşil saha oyunu olduğunu hiç bir zaman düşünmedim. "Futbol Sadece Futboldur"cular ile "Futbol Asla Sadece Futbol Değildir"ciler arasında safım belliydi. Pascal Boniface ve Simon Kuper ile bu safı sıklaştırdım o kadar.

Yeşil sahaya 22 kişi çıkınca, dünyanın geri kalanındaki milyarlar yok sayılabiliyorsa bu işte bir yanlışlık olduğu gün gibi aşikar. Borçlar, açlık sınırı, aile bütçesi, kırık kalpler, eski sevgililer, velayeti diğer eşte kalmış çocuklar vs. pek çok konuyu 90 dakika boyunca öteleyebilen bir zihin varlığını futbola borçludur.

Ve bu futbol ülkemizde ölüyor.

Özellikle şike soruşturması ile ortaya çıkan tabloya baktığımızda herkesin bunu bildiğini, olay ortaya çıkınca önce bir panik havasına kapıldığını ardından da konuyu önemsiz göstermek ve sulandırmak için gündem değiştirdiğini görüyoruz. Ve bir kaç kulüp başkanının yayın gelirlerinden hemalanmak için yaptıkları bu hamlelerin sonucunda futbol ölüyor.
  • Kulüpler
Dün şuradaki "Şikeye Hapis Cezası Kalıyor" yazısını okuduktan sonra hissetiğim şey kusma isteğiydi. Aynısını Kulüpler Birliği'nın çiçeği burnunda başkanı Yıldırım Demirören'ın "Küme Düşme Kaldırılsın" başvurusunda da hissetmiştim. Ayrıca her toplantı sonrası "dekoder alın" baskısı yapan yöneticilerin kişisel çıkarları bağlamında aksiyon aldıkları gün gibi ortadayken futbolu geldiği durum hiç şaşırtcı değil.
  • Futbolcular
Bizim liglerimiz şike soruşturması nedeni ile oynanmazken bizimle birlikte oynanmayan iki lig daha vardır. La Liga ve Seria A. Bu liglerin rötarlı başlamasının sebebi ise Futbolcu Birliklerinin isteklerinin karşılanmamasıydı. Peki ne istiyordu Messi,Puyol,Xabi? Tek istedikleri yayın gelirlerinden bir havuz oluşturulması ve kulüplerin oyunculara ödeme yapmaması durumunda bu havuzdan oyuncuların ödemelerini almasıydı. Bizi oyuncularımız ise kendilerine sorulmadan dayatılan fazladan 12 maç oynama konusunda tek bir açıklama bile yapmadılar. 7 günde maça çıkacak futbolcular için sakatlık tehlikesi had safhada.Haftada bir maç yaparken bile adele sakatlıkları ile boğuşan Türk Futbolcusu umalım ki bu dönemi en az sakatlık ile atlatır.
  • Federasyon
Federasyon yayıncı kuruluşun kucağında olduğu için zaten hareket alanı yok. Şansal Büyüka canlı yayında "Ne bu stadların hali?Ne bu stad ışıkları?" diye fırça atabiliyor istediği ses tonunda. Ee "Parayı veren, düdüğü çalar". Federasyon için bu kadar konuşmak bile fazla.
  • Yayıncı Kuruluş
Digitürk'ün elindeki tek değer Süper Lig yayın haklarıydı. Kaybedilecek bir ihalenin anlamı, için boş milyonlarca yatırım demekti. O yüzden son yayın ihalesinde 5 kuruşluk işe 100 kuruş ödediler. Bunun sonucunda kar etmek için mevcut sayının çok daha üzerinde dekoder satmaları gerekirken bir de şike soruşturması ile Fenerbahçe'nin küme düşme durumu ortaya çıkınca Digitürk sazı eline aldı ve Federasyon'a "Fenerbahçe düşerse ben bu lige para ödemem" dedi. Play-off'un ortaya çıkması, kulüplere fazldan maç dayatmak vs. hepsi Digitürk'ün Federasyon üzerindeki baskısı ve kulüplerin kolay para kazanma isteğinin sonucu.
  • Medya
Bloglar dahil tüm medya bir tarafgirlik ile yaklaştı bu futbolun can çekişmesine. Stad isimlerini, futbolcu isimlerini bilmeyen adamlar televizyonlarda çığırtkanlık yapmaya başladı. Erman Toroğlu'nun şu görüntülerini izleyen gerçek her futbol sever bir nefes darlığı yaşamıştır. Futbolun ölümünde medya taammüden adam öldürmekten yargılanmalı.
  • Taraftar
Başkalarına batırdığımız iğneleri bir kenara bırakıp çuvaldızı alma zamanı geldi. Futbol sadece ve sadece taraftar içindir. Çünkü her kurum,her bir kulüp kasalarına para koyarken bu paralar taraftarın cebinden çıkıyor. Oyunun gerçek patronu olan taraftar ise kirlenmiş, kokuşmuş bu düzeni yıkabilecek tek taraf. Çünkü daha önce saydığımı ve saydırdığımız tüm kurum ve kuruluşların ortak damarı taraftar. Tüm bu kurumlar taraftarın cebinden çıkan para ile besleniyor.

Peki bu konuda taraftarın tepkisi ne oldu? Temiz futbol yerine istenen ne? Fenerbahçelilerin tepkileri anlaşılabilir bir durumda çünkü Fenerbahçe medyası bile "Fenerbahçe'nin Barcelona'nın önünü kesebileceği" için şampiyonlar ligine alınmadığını düşünüyor.Bu şekilde yönlendirilen bir taraftar grubu olarak yapmaları gerekini yapıyorlar.

Taraftarlar neden sormuyor kendine bu kelli felli yöneticiler neden neden "kombine alın" değil de " dekoder alın" diyor?

Futbolu ölüyor ve cenazesi muhtemen Nişantaşı Camii'nden kalkacak ve yüzlerce gözlerini siyah güneş gözlüklerinin ardına saklamış adam üzülmüş gibi yapıp taziyeleri kabul edecek. Fonda Sezen Aksu "Masum Değiliz" diyecek buğulu sesiyle. "İyi bilirdik" diyecek o "iyi olmayan" futbol ulemaları.Ve sen çocuğuna ne armağan edeceksin? Store'dan forma mı?

1 yorum:

Muhalif dedi ki...

Yazıyı okudum ama bence durumu çok dramatize etmişssiniz.Ne de olsa "Artık Futbol Konuşacak" :)