28 Eylül 2010 Salı

Gerçek Emre'den Bir Kesit...

Programda göz ucuyla takip ettiğim Kasımpaşa - Fenerbahçe maçında skordan çok aklımda kalan iki şey var. Biri oldukça önemsiz ancak ayrı bir yazı konusu olarak kenarda bekleyen forma konusu. Kasımpaşa'nın forması kimilerinin hoşuna gitmiş olabilir ki ben forma konusunda tutucu olmak bir yana yeni her tasarımın denemesi gerektiğine inanlardanım. Her takımın bir tane sembol formanın yanı sıra değişik formalar denerse bu futbola renk katacaktır ancak dün Kasımpaşa'nın forması gıda boyası fazla kaçmış şeker gibiydi.

Maça dair aklımda kalan ikinci nokta ise Emre Belözoğlu'nun 17-18 yaşına dönmüşçesine attığı goldü.

Milliyet gazetesinin karton maketlerini bir yana bırakıp açtığım ilk sayfaydı spor sayfaları. 1995 yılında ben futbolcu olma hayalleri kurarken açtığım spor sayfasında genç bir yıldız adayının transferini okuyunca heycanlandım. Ama bu transferi asıl anlamlı kılan iş bir yıl sonra gerçekleşti. 1996 yılında futbol tanrısının yeşil sahalardaki elçisi Hagi'ni Galatasaray'a geldi. Bu gelişle müjdelenen şampiyonluk için 4 yıl bekledi taraftarlar.

Bir futbol zanaatkarının çırağı olmak belki de en büyük şanstı Emre Belözoğlu için. Kısır bir futbol dünyasında "tekniğimiz iyi ama fiziğimiz yok" yalanını Hagi yüzümüze tokat gibi çıraklıktan veliahtlığa terfi ettirdiğimiz Emre'de ustasından kaptığı figürleri kısa serenatlar halinde bize sunmaya başladı.

Ancak ne olduysa Emre'ye verilen görevler Emre'den bir Kemallettin yarattı. Emre rakip ceza alanından uzaklaştıkça Emre olmaktan da çıktı. "En iyi defans hücumdur"cu Fatih Terim ve ekibi Emre'ye "savaşçı" rolü yükledi. Böylece Emre savaşmaya başladı. Ama hücümcu bir savaşçıdan ziyade kalesini korumaya çalışan bir süvari gibi hırçınca saldırmaya başladı sağa sola. Rakip kaleden bu kadar uzak kalınca da rakip kaleye gittiğinde ürkek bir yapıya büründü.

Emre müzmin sakatlar listesinde kendine ilk 10'da yer bulacak bir oyuncu. Avrupa macerasında İnter forması ile Lazio ağlarına attığı iki Picasso golü sayesinde kendine inanları yeniden umutlandırsa 29 Ekim 2000 tarihi Emre'nin yükselişinin düşüşe geçtiği gündü.

Kadir Çetin, Emre'nin kullandığı arabanın altında kalmıştı. Emre 8/1 suçlu olsa da her insan gibi Emre'de bir vicdana sahip ve kendi içi hesaplaşmasını bitirmeden yeşil sahalarda eski Emre'yi görmek hayal sanırım.

Emre bir elmastı ve ışıl ışıl parlıyordu. Şimdi ise orta sahada çok yararlı bir oyuncu!

Zaman zaman bize geçmişinden, kumaşındaki kaliteden kesitler izletiyor.

0 yorum: