7 Şubat 2010 Pazar

Athos, Porthos, Aramis ve Bobo...

Alexandre Dumas, 1884 yılında "Üç Silahşörler"i yazdığında muhtemelen bunun bir klasik olacağını bilmiyordu. Kitabın içinde geçen "Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için" sözünün çığ gibi büyüyerek aradan geçen 100 küsür yılda bir slogan haline dönüşeceğini de. Türk sinemasının futbol temalı en iyi filmlerinden biri olan "Dar alanda Kısa Paslaşmalar"ın en akılda kalan repiliği olan "dört doğru pas yüzde doksan goldür" sanki bu romana yapılmış bir gönderme gibidir.

Birbirinden yetenekli 3 silahşöre, taşradan gelen Dartanyan'ın eklenmesiyle başlayan hikaye, her biri ayrı ayrı yetenekli ancak bir araya geldiklerinde, biri diğerinin açığını kapatan, bir takım olarak hareket eden silaşörlerin takım olarak sonuca gitmesiyle biter. Kaybeden Kardinal ve adamlarıdır.

Dumas'ın silahşörleri ellerinde kılıç ile savaşırken, günümüzdeki en büyük savaşçıların silahı futbol topudur. Savaşı kazanmak gol ile mümkün olduğundan bu savaşların kahramanları genelde golü atanlardır.

Takım olmak ve dört doğru pastan bir gol çıkartmak her zaman yazıldığı kadar kolay değildir. Yediğinizden bir fazlasını attığınız sürece savaşı kazanmanız olasıyken, kalenizi de korumanız gerekir.

Bu sezon T.S.Ligte kalesini en iyi koruyan takımın Beşiktaş olduğunu görüyoruz. Oynadığı 18 maçta kalesinde sadece 11 gol gören Beşiktaş, bu 18 maçın 11'inde ise hiç gol yemedi. Lider Fenerbahçe kalesinde 20 gol görmesine karşın Beşiktaş'ın 6 puan önünde bulunuyor. Burada görünen şu ki Beşiktaş kalesini savunanlar işlerini doğru yaparken kahraman olması gereken silahşörler bu yükü kaldıramıyorlar.

Beşiktaş'ın bu kadar az gol yemesinin sırrı-ki bilinmeyen birşey değil- 4'lü defans ve bu hattın önünde bulunan, genelde Fink ve Ernst'te oluşan 2 futbolcu. Bu 6 kişi kaleyi savunurken geriye karşı kaleye golü atacak 4 futbolcu kalıyor. Bu 4 futbolcu içinden Bobo, Beşiktaş adına gole en yakın oyuncu. Beşiktaş'ın fiilen attığı 22 golün 8 tanesinde Bobo'nun imzası var.

17 takımlı ligte Beşiktaş'tan fazla gol atan takım sayısı 10. Bu sıkıntının Mustafa Hoca'da farkında ki 4'lü hücum hattını sürekli değiştiriyor. Bu değişikler içinde Bobo zaman zaman sol kanatta zaman zaman ise santrafor mevkinde yer alıyor. Şu anki oyuncu kadrosuna bakarsak ne Nobre ne de Batuhan, Bobo'nun yerini alabilir. Demek ki Beşiktaş Dartanyan'ını bulmuş, geriye kalan 3'lü için de sürekli bir arayış içinde.

Stabil ve verimli bir hücum hattını sürekli arayan Denizli ve kurmaylarının ilk yarıdaki tüm maçlara değişik 11'ler ile çıkması da bu arayışın bir göstergesi. Tello, Tabata, Nihat, Yusuf, Holosko, Serdar Özkan bu alanda değişerek oynuyorlar. Bu değişiklik öyle bir hal almış ki Beşiktaş bu sezon maç içinde 52 oyuncu değişikliğinin 40 tanesini hücum hattı için kullanmış. 8 karşılaşmada değişiklerin tamamı hücum hattına yönelikken, geri kalan 10 karşılaşmada da en az 1 hücum oyuncusu değişmiş.

Denizli maçı ile başlayan 7 maçlık galibiyet serisinde Beşiktaş, 21 puan topladı ve toplamda attığı 22 golün yarısını bu karşılaşmalarda kaydetti. Bu gollerin 4 tanesinde ise Bobo'nun imzası var. Bir zincir en zayıf halkası kadar kuvvetlidir. Beşiktaş'ta en kuvvetli halka Bobo gözüküyor.

Denizli'nin Athos, Porthos ve Aramis görevi verdiği futbolculara göz atacak olursak 9 farklı futbolcu denediğini görüyoruz. Tello 12 kez forvet arkasındaki 3'lü de görev alırken, Onu Nihat 10 karşılaşma ile izliyor. Tabata 9 kez bu hatta yerini aldı. Yusuf 7, Serdar Özkan 5, Holosko 3, Bobo ve Ekrem 2, Uğur İnceman ise 1 kere forvet arkası 3'lü hücum hattında görev aldı.

Forvet arkası 3'lü hücum hattını kombine olarak incelersek Nihat-Tabata-Tello üçlüsü 3 maçta görev yaparken, Ekrem-Nihat-Tello, Nihat-Tello-Yusuf ve Serdar-Tabata-Yusuf üçlüleri 2'şer maçta görev almışlar. Ve bu üçlülerden hiç biri 90 dakikayı tamamlayamamış maalesef.

Son Gençlerbirliği maçına çıkan kadro ile Beşiktaş bu sezon bir ilk yaşadı ve art arda iki maça aynı kadro ile çıkma başarısını gösterdi. Tabi ki hücum hattında yapılan iki değişiklik skoru belirlese de yine de bir hafta önceki kadroyu sahada görmek bir gelişme sayılabilir istikrar adına.

Beşiktaş'ın iki işi bir arada yapması gerekiyor. Defansif yapıyı bozmadan hücum yapmak oldukça zor bir iş. Bu zorluğun altından kalmak için yapılması gereken ise mevcut sistemde ısrarcı olmamak. 4'lü bir hücum hattı ile sahaya çıkabilmek için hücum oyuncularının defansif öğelere yabancı olmaması gerekiyor. Birbirinin açığını kapatmayan, birbirini tamamlamayan hücum oyuncuları ile oynamak ne skor üretmek anlamında ne de seyir zevki anlamında bir şey veriyor.

Mustafa Denizli mevcut sistemde ısrar edecekse Bobo'yu tamamlayacak şilahşörleri doğru seçmeli. Athos, Porthos ve Aramis olmasaydı Dartanyan Paris'e geldiği gün ölürdü.

2 yorum:

forzaroma dedi ki...

Çok güzel bir yazı.Emeğine sağlık.Tespitler doğrudur ama böyle güzel bir dille anlatılınca iyice doğru olmuş.Hadi Canım Hocam bul Dartanyanın kankalarını artık .

ena dedi ki...

Abim, dilin alıp götürüyor. Babama hangimiz çektik ki acaba?:)Etiketimi çalmasaydın ama keşke:)