14 Ekim 2010 Perşembe

Golü de Hiddink mi Atsın?

2010 yılı mesai, saatilerine kurban olan maçlar yüzünden benim için rekor bir yıl. Dünya Kupası, Beşiktaş'ın Avrupa mesaisi ve son olarak Azerbaycan karşına çıkan millilerimizin Euro 2012 eleme karşılaşması.

Kaçırdığım maçları ordan burdan, bölük pörçük izleyip konuşmak pek tarzım olmasa da Azerbaycan maçının özetini izleyip Mehmet Demirkol, Sergen Yalçın ve Mustafa Doğan üçlüsüyle devam ettim. Özette izlediklerim ile konuşulanlar arasında öylesine bir fark vardı ki ertesi sabah gazeteleri okumaktan sakındım. Sakin bir kafa ile yazıları taradığımda ise baktım ki "Golü de Hiddink mi atsın?" noktasına gelmişim.

Hiddink'in benim izlediğim en kötü milli takım jenarasyonuna denk gelmesi de ayrı bir mesele. Dibe vurmuş ve grup liderliği hedefinden oldukça sapmış bir milli takımın yeniden toparlanması sürecinde onu dibe vurduran hocalardan birini orada bırakmak ise nasıl bir anlayıştır, oldukça tartışmalı.

Kişileri tartışmaktan, oyunu ve sistemi tartışmaya gelemediğimizden sorunlara neşter vurma konusunda sıkıntı yaşıyoruz.Bir milli takım hocasını eleştrilebilecek en kısa ve en kolay yol oyuncu seçimi olduğu için ilk patlak oradan veriliyor. Capello'yu tartışmak ne kadar yersizse Hiddink'i tartışmakta o kadar yersiz ancak oyuncu seçimini birilerine yaranmak için yaptığını düşünmek ise tek kelime ile ahmaklık.

Bir sonraki milli maç arasına kadar bir ara vermek ve sakince düşünmek gerekiyor. Hiddink'in de biraz çalışması ve ağırlığını koyması gerekiyor. Plan, proje, sistem, ekol olaylarına hiç girmiyorum çünkü bize çok uzak kavramlar.

0 yorum: