5 Nisan 2010 Pazartesi

Justin Fashanu'dan Ricky Martin'e Futbolun Maçoluğu

Futbol kadınlar için sadece bir sporken erkekler için bu spordan çok daha fazlası. Oğlunu maça götüren bir babanın tribünde yaşadıkları ile stadyumda profesyonel maçı izlerken yaşadıkları arasında pek bir fark yok. Birincisinde oğluna yapılan sert bir müdahaleye "ayakta kalmayı" öğrensin histerisiyle yaklaşabilirken, tuttuğu takımın futbolcusuna yapılan bir fual futursuzca küfretmesine ve kızaran suratını gövdesine bağlayan boğazındaki damarların sinirden belirginleşmesine neden oluyor.

Futbolun kabul ettiği olgular ve doğurduğu belirgin hisler var. Kabul ettikleri gibi kabul etmediği şeyler de var. Bunlardan biri de hem sahada hem de tribünde "gay"ler. Modern zamanlarda artık genele uymayan cinsel tercihlerin ödediği bedeller daha az acı verici.

Son olarak Ricky Martin'in "Allah'ın bildiğini, kuldan saklamaması" sonucunda nur topu gibi bir "gay"imiz daha oldu. Kızların sevgilisi konumunu ne derece sürdürür bunu bilemeyiz ancak bu tercihi açıklama kararını verirken gerekli ölçümleri yapmıştır.

Ricky Martin, 1998'de Zidane ile birlikte Dünya Kupasının yıldızıydı. "The Cup of Life" şarkısı Fifa tarafından kupanın resmi şarkısı seçilmiş, kupanın heyacanını yaşayan herkesin diline dolanmıştı.

İşte o 1998 Dünya Kupasının ikonlarından Ricky Martin "gay" olduğunu resmen -ki söylemeseydi ne değişirdi- açıkladı. 1998 Dünya Kupası başlamadan 2 ay önce ise "olunmaz gollerin yaratıcısı" bir futbolcu hayatını kendi elleri ile bitiriyordu. Sebebi ise futbolun o zaman ve belki hala böyle "gay" bir futbolcuya ihtiyacı olmaması.(!)

Fashanu'ların büyüğüydü Justin. !961'de kardeşi John'dan bir yıl önce gelmişti dünyaya. Nijerya orjinli Fashanu kardeşler yaşamlarının 6. yılında ailelerinden ayrılmış ve evlatlık olarak yeni bir aile edinmişlerdi.

1978'de Norwich takımında futbola başlayan Justin, 79'da ilk kez A takımda yer aldı. İlk maçını WB Albion'a karşı oynayan Justin hem ilk golünü atmış hem de onu zirveye taşıyacak basamakların ilkini çıkmıştı. Norwich ile 90 maçta 35 gol attı ancak herkes sadece Liverpool'a atılan 1 golün onu N. Forrest'a düşünüyor. Diğer 34 golü görmezden gelmek bize özgü birşey sanıyordum.

Efsane Brain Clough, Justin'i N.Forrest'a rekor bir ücrete transfer etti. Clough, siyahi bir oyuncuya 1 milyon £ barajını geçiren ilk menajerdi. Bir diğer rekor ise ilk defa bir "gay" oyuncunun bu barajı geçmesiydi. Clough bunu bilseydi belki de bu rekorun sahibi bir başka siyahi oyuncu olacaktı.

Justin sahada işini yapıyor akşamları da eğleniyordu. Diğer takım arkadaşları gibi eğlenmediği gitti Clough'un kulağına. Gay barlara gidiyordu. Bu dedikodulardan sıkılan mütavazı İngilizlerin efsane teknik direktörü Clough gereken cezayı kesti. Onu antrenmanlara almadı sonra takımdan uzaklaştırdı. Tüm bunlar sadece dedikoduların sonucundaydu.

Sakatlığının, Forrest'tan ayrılmasıyla aynı zaman denk gelmesi sonucu hiç bir yerde dikiş tutturamadı. 1990 yılına kadar 10 takım değiştirdi. Kanada ve Amerika maceraları sonucunda yine İngiltere'ye döndü.

Hayatındaki dönüm noktası ise gayrı resmi "gay"liğini resmiye çevirmesi oldu. Bir gazeteye verdiği röportajda "gay" olduğunu açıkça söyledi. Kendi içinde sakladığı belki de kariyerini mahveden gerçeği ortaya açık seçik koymaktan çekinmiyordu.



Bu röportajı okuyup Justin'in "gay" olduğunu öğrenen taraftarların homofobik davranışlarının saldırganlığa dönüşmesi karşısında profesyonelce işine devam etmeye çalıştı. Artık dayanamayacağını anladığında bir arkadaşı vasıtasıyla Amerika bir takımın altyapısını çalıştırmaya gitti. Bu gidişin dönüşü olmayacağını kim bilebilirdi ki. Fiziki olarak bir dönüş vardı ama ruh yoktu. Takım oyuncularından 17 yaşındaki Kolombiyalı, Justin'in kendisini taciz ettiğini polise bildirdi.

Bu suçlama ile 3 gün tutuklu kalan Fashanu, 3 Mayıs 1998'de hayatına son verdi.

2 ay sonra ise ortalık Ricky Martin'in şarkısı ile inliyordu.

Bu gün futbol bu tercihi kaldırabilir mi? Türkiye'de hakeme hala ".bne" diye hakaret edilirken gay bir taraftar gurubunu stada alabilir mi? Bir takımın oyuncularından hangisi Fashanu gibi tercihlerini açıklamış birini oda arkadaşı olarak ister.

Bu ülkede gay'lik tercihten ziyade hastalık olarak görülüyor ve bireysel tercihler üzerine ipotek koymaya devam ediyorsak, Rijkaard'ın tercihleri, Denizli'nin seçimleri, Daum'un sözleri gibi milyonlarca kişinin kendisini dahil ettiği ve söz söylemeye hakkı olduğunu düşündüğü tercihlere nasıl saygı duyabiliriz?

0 yorum: