1 Ağustos 2012 Çarşamba

Futbol Taraftarı Harcama Eğilimi Anketi


Futbolun geldiği noktada taraftarın tanımlaması da değişti Eskiden atkısını boynunu dolayıp, dilinde tezahurat ile stadlarda yerini alan kişiler taraftar iken; yeni dünyanın yeni futbolu yeni bir taraftar modellemesine ihtiyaç duydu. Rekabet için kulüplerin daha fazla kaynağa daha fazla kaynak için de daha fazla harcama taraftara ihtiyacı var.

Futbol kulüplerinin gelirleri üç ana başlık altında toplanır. Yayın gelirleri, maç günü gelirleri ve ticari gelirler. Yayın gelirleri ülkemizde son dönemlerde kulüplerin ana gelir kaynağı olurken Fenerbahçe ve Galatasaray yeni stadları sonrası maç günü gelirlerinde de hayrı sayılır bir gelişme sağladı ancak yayın gelirleri yayıncı kuruluşun verdiği para, maç günü gelirleri ise stadın kapasitesi ile sınırlı. Durum böyle olunca ticari gelirler doğrudan kulübün sunduğu hizmet yelpazesi ile sınırlı oluyor ve diğer iki gelire göre artırılması görece daha kolay. Ancak ülkemizde bu sınırlı kalıyor.

İnternet üzerinden yaptığımız “Futbol Taraftarı Harcama Eğilimleri” anketi ile futbol taraftarına 20 tane basit soru sorduk. Genel olarak kulüplerinin ticari gelirlerini oluşturan unsurlar hakkında neler düşünüyorlar öğrenmeye çalıştık.

Öncelikle anketimize katılan ve tüm sorulara cevap veren 2830 kişiye teşekkür ediyoruz.

Anketimize katılan insanların sadece %43,68’inin evinde Lig TV var.Geri kalan %56,31 maçları ya canlı takip etmiyor ya da başka yerlerde başka şekillerde taraftarı olduğu takımın maçını izliyor.  Gelir düzeyinin yayın abonesi olmak ile doğrudan bir bağlantısı görünmüyor. Aylık geliri 0-1000TL olanların %23,05’i yayın aboneliği bulunurken , aylık geliri 5000-15000TL olanların sadece %18,18’i yayın aboneliği sahibi.


Kongre üyeliği ve kulübün geleceğinde bir oyla da olsa söz sahibi olma durumunda ise taraftarın oldukça çekingen oldukları görünüyor. Ankete katılan 2830 kişiden tuttuğu kulübün kongre üyesi olanların sayısı 252.  Bu da ankete katılanların sadece %8,93’ü demek. Ve kongre üyesi olanların %92’sini de Trabzonspor, Fenerbahçe ve Beşiktaşlılar oluşturuyor.

Kongre üyeliği taraftarlığın belki de bir adım olarak tanımlanabilir. Kulübün başkanını seçmekten tutun da yönetimin mali ve idari açıdan ibrasına kadar pek çok hak tanıyor. Bu hakkı kullanması konusunda taraftarını işin içine katmak konusunda en rahat davranın kulüp Trabzonspor.  En uygun giriş ücreti, en uygun aidat ve en az prosedür Trabzonspor’da. Beşiktaş ise yeni yönetim ile birlikte yeni bir yapılanma istiyor. Bu sebeple 2binTL olan giriş ücreti 1.200TL’ye düştü. Yetmez ama evet denilebilir bu karar için.

Taraftarı olduğunuz kulübün kombine kartına sahip misiniz diye sorduğumuz 2830 kişiden sadece 968 kişinin cevabı evet oldu. Bu da toplam içinde %34,32’ye denk geliyor. İlk bakışta bu oran düşük görünse de aslında oldukça makül ve kabul edilebilir bir oran.


Bir kulübün satabileceği kombine kart miktarı stadının kapasitesi ile sınırlı iken sahip olduğu taraftar bundan çok daha fazla. Kulüplerin önemli gelir kaynaklarından biri olarak sadece kasaya giren para değil aynı zamanda birlikte başarma güdüsü için de önemli seyirci. Seyircisiz maçlarda evsahibi takımlarım kazanama oranı seyircili maçlara çok daha düşük. Bunda ana faktörlerden biri de taraftarın takım ile birlikte oluşturduğu sinerji. Bizim gibi duygusal yaklaşımı yüksek ülkelerde taraftarın baskısı sonucu alınmış pek çok maç arşivlerde.

Kulüplerin bir diğer gelir kaynağı da yurtdışında yıllardır uygulanan ama ülkenizdeki mazisi çok eski olmayan taraftar ve kredi kartları. Bu kartların taraftara sunduğu ayrıcalık arttıkça sahip olma sayısı da artacaktır. Ama mevcut durum içinde taraftarı olduğu kulübün kredi kartına sahip olanların sayısı anketimizde yüksek sayılabilecek bir oranda. Cüzdanında taraftarı olduğu kulübün kartı olan futbolseverlerin sayısı ankete katılanların %42,27’si oranında.  Peki bu kartlar kulübe ne kazandırıyor. Kart uygulamasında Fenerbahçenin açık ara üstünlüğü görünüyor. Asnkete katılan Fenerbahçe taraftarının %70’inin cüzdanında takımına ait bir kart bulunuyor. Onu %47 ile Galatasaray taraftarı izliyor.

Özellikle Bonus ile ortak yapılan taraftar kart projelerinde, o kart ile yapılan her 1000TL’lik alışverişin 3TL’si  kulübe kaynak olarak gidiyor. Ayrıca kart sahipleri bilet almada öncelik, kulübün mağazalarında ek taksit, kongre üyeliğinde taksit imkanı gibi bir takım avantajlara sahip olabiliyor.

Kulüplerin en az gelir beklediği ve haliyle en az sattığı şeylerden biri de kulüplerin telefon hatları. Anketimize katılanların sadece %18’i kulübünün telefon hattını kullanıyor. Anketimiz internet üzerinden yapıldığı için bu sayının normal bir anket yönteminde çok daha düşük çıkacağı muhakkak.


Örneğin Beşiktaş geçtiğimiz sezonun ilk 9 ayında iletişim faaliyetlerinden (KartallCell, modem, internet) satışından 637binTL gelir elde etti. İlk bakışta yüksek bir rakam olarak görünsede toplam gelir içindeki payı %5 civarında kalıyor. Tüm operasyonun operatör üzerinden döndüğü bir sistemde kulüplerin net kar marjının %1-2 arası olduğu düşünülürse Beşiktaş’ın sadece malın satışından karı 6,3binTL oluyor.

Kulüplerin resmi yayın organlarına düzenli abonelik yaptıran taraftar sayısı ankete katılanların %26,52’si düzeyinde. Burada bu yayın organlarının kalitesinden ziyade taraftara ulaşmada kullandıkları yol çok önemli. Ayrıca bunu bir para kazanma aracı olarak mı kullanacaklar yoksa taraftar ile kulüp arasındaki bilgi akışını düzenleyecek ve yoluna koyacak bir araç araç olarak mı kullanacaklar?


Peki bir taraftar neden kulübünün yayın organı yerine medyadaki diğer seçeneklere yönelir? Burada ayrım dergilerin içeriğinin futbol taraftarını cezb etmemesi. Futbol taraftarı genel olarak mümkünse yarın ki gazeteyi şimdiden okumak isterken aylık bir dergiyi takip etmek konusunda isteksiz oluyor.

Kulüplerin ticari gelirlerinde en fazla yer tutan ürün forma. Anketimize katılanların %56’sı bir seon içinde bir ya da fazla forma ile kulübüne destek oluyor.  Asla forma almayacağını söyleyenlerin oranı ise %5. Ankete katılanların %39’u ise 2 ya da 3 sezonda bir forma satın alarak kulüplerine destek oluyorlar.

Forma alarak takımına destek olma konusunda Fenerbahçe %59 ile birinci sırada. 100 Fenerbahçe taraftarından 59 tanesi her sezon en az bir forma alıyor. Fenerbahçeyi %57 ile Galatasaray izliyor. Trabzonspor %53 ile üçüncü sırada yer alırken, her 100 Beşiktaş taraftarından sadece 50 tanesi her sezon en az 1 forma alıyor.

Forma dışında kalan lisanslı ürünlerde ise taraftarların katılımı %90 oranında. Hiç bir şekilde kulüplerin lisanslı ürünlerini almayan taraftarlar ise ankete katılanların %10’luk kısmını oluşturuyor.

Kulübün lisanslı ürünlerini sadece kendi için alanlar ankete katılanların %27’sini oluştururken, hediye ihtiyaçlarını lisanslı kulüp ürünü olarak alanların sayısı %5 civarından. Kulüp bazında baktığımda ise Fenerbahçe taraftarı yine birinci sırada. Her 100 Fenerbahçe taraftarından 95 tanesi yılda en az bir kere lisanslı ürün alıyor. Onu %92 oran ile Galatasaray taraftarı izliyor. Formadan farklı olarak bu sefer üçüncü sırada Trabzonspor taraftarı değil Beşiktaş taraftarı var. 100 Beşiktaş taraftarından 85 tanesi lisanslı ürün sahibi. Trabzonspor’da ise her 100 taraftardan 83 tanesinin lisanslı ürün sahibi olduğunu görüyoruz

Taraftarların yayın ve kombine dışında kulüplerinin lisanslı ürünleri için ayırdığı bütçeye baktığımızda ise 100TL-250TL arası ayrılan bütçenin katılımcıların %34’ünü oluşturduğunu görüyoruz. Takımı için hiç bütçe ayırmadığını söyleyenlerin sayısı ise asla forma almam diyenler ile aynı. %5.

Takımı için aylık 1000TL’nin üzerinde bütçe ayıran taraftar sayısı ise 108 yani katılımcıların %3,82’si düzeyinde.
Her ne kadar olağan üstü bir sezonun üzerine yapılmış bir anket olsa da bu konuda ankete katılanların fikrini de sorduk? Şike soruşturması ayırdığınız bütçeyi etkiledi mi?

%50 oranında bütçenin etkilenmediği görüldü. Futboldan soğuduğu için bütçesini azaltan %25’i, takımına daha fazla destek olmak için bütçesini artıran diğer %25 izledi.

 Ankete katılanlardan televizyonu olan takım taraftarına kulüplerinin televizyonunu izlemek için para ödermisiniz diye sorduk ve %60 oranında hayır cevabı aldık. Çünkü ankete katılanların %67’lik kısmı zaten televizyonlarının içeriğinden memnun olmadığını söylüyor.

Kulübünün televizyon kanalından öncelikli beklentisinin A takımdan haberler olduğunu söyleyenler %33 ile birinci sırada yer alıyor. %27 oranında taraftar ise yöneticiler ile daha sağlıklı bir iletişim kurulmasını istiyor kulübünün televizyon kanalında. %26 oranında kulübün altyapı takımlarına ait maçları canlı izlemek isterken kalan kısım ise amatör branşlardan haberler görmek istiyor.



Tüm bunların dışında yurtdışından bir takıma ait lisanslı herhangi bir ürün sahibi katılımcıların oranını %47 oranında. Asla Forma almam diyenlerin ise %2’si yurtdışından bir takımın lisanslı ürününe sahip.

Taraftarı olduğunuz kulübün hisse senetlerini borsada işlem görmesi durumunda satın alır mısınız diye sorduğuz kişilerin %56’si hayır cevabını verdi. Evet alırım diyenlerin oranı ise %44.

Ve son olarak katılımcılara tasarımlarını en beğendiğiniz firma hangisi diye sorduğumuzda Nike %49 ile birinci sırada yer alırken onu %36 ile takip etti. Puma ise %7’de kaldı.

Ankete genel olarak baktığımızda ticari ürün satışında taraftarı cezbedecek ürünler konusunda sadece forma satışlarının belirgin bir önceliği görünüyor. Ancak futbol düyasında kar marjı en düşük ürünlerden biri olarak çıkıyor karşımıza forma satışları.

Kulüplerin ticari ürün yelpazesini artırması yayın gelirlerine bağımlılığı azaltacak tek unsur. Bu yüzden iletişimden forma satışına taraftarı anlamak, sadece sunulan ile yetinmesini beklememek gerekli. Pazar artık ne istediğini bilen ve harcadığı paranın izini süren müşteriler ile dolu.

Taraftar artık harcadığı her bir kuruşun hesabını sürüyor.

0 yorum: