Dün medyanın spor servisleri ile ekonomi servisleri arasında sürekli bir bilgi akışına neden olacak gelişmeler düştü gündeme...
Borsa İstanbul Yönetim Kurulu’ndan hisseleri borsa işlem gören Türk Futbolunun lokomotifi üç kulübüne 'batıyorsunuz' uyarısı geldi. Aslında malumu ilan ettiler. Ayrıca Fenerbahçe AŞ’ye de dernekten olan alacağını tahsil etmesi konusunda bir uyarı söz konusu.
Daha önce de Totemspor’da kaleme aldığımız yazılarda sık sık bahsettiğimiz bir konu, BIST Yönetim Kurulunun 3 kulüp açıklamasında özellikle vurgu yaptığı negatif özsermaye ve borçların çevrilememesi.
Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor’a yapılan uyarıların ana noktalarına göz atacak olursak,
· Net işletme sermayesinin negatif olması, yani günlük operasyonlar için yeterli kaynaktan yoksun olmak,
· Kısa vadeli yükümlülüklerin hasılatından fazla olduğu, yani bir yıllık gelirin o bir yıl içinde ödenecek borçtan az olması,
· Önemli ölçüde yabancı para açık pozisyonu bulunduğu, yani borçların döviz cinsinden olması hasebiyle döviz riskinin sürekli kulüpleri tehdit ettiği.
Tüm bunlar dikkate alındığında kulüplere söylenen 'dikkatli olun, batıyorsunuz' ancak her kulüp için açıklamanın bir de 'anlaşılmakla birlikte' kısmı var ki kulüplerin bu durum aldıkları tedbirlere vurgu yapıyor.
İşin detayına girmeden önce şunu söylemek gerekiyor ki her açıklama ''Şirketin finansal yapısını düzeltmesi için gerekli tedbirleri alması hususunda uyarılmasına karar verilmiştir'' ile bitiyor ve bunu dayandığı madde Kotasyon Yönetmeliği'nin 24. maddesi, yani Borsa Kotundan Çıkarmayı Gerektiren Durumları düzenleyen madde...
Peki, 'Borsa Kotundan Çıkarmak' ne demek? Hisselerin Borsa İstanbul'da işlem görememesi demek...
BIST Yönetim Kurulu kulüpleri uyarırken neler söyledi? Tek tek aşağı kopyala-yapıştırdan ziyade daha kısa bir tablo halinde sunmak istedik.
BIST’in uyarının ilki Net işletme sermayesi ile alakalı. Tabloya göre operasyonel faaliyetlerin sürdürülebilmesi için Galatasaray’ın 290 milyon TL nakde ihtiyacı varken Beşiktaş ve Trabzonspor sezonu 180 milyon TL nakit ile geçirebilecek durumda ancak Beşiktaş’ın 2012-13 sezonu geliri bu rakamdan 33 milyon TL daha azken Trabzonspor’un bu rakamı yakalamak için gelirini aşağı yukarı 3’e katlaması gerekiyor.
BİST’in bir diğer uyarı konusu ödenemez duruma gelmiş borçlar. Kulüplerin hiç birinin bir yıllık geliri bir yıl içinde ödemesi gereken borçları karşılamıyor. Galatasaray 322,7 milyon TL gelir elde ederken ödemesi gereken borç 389 milyon TL, Beşiktaş 211,9 milyon TL borcu 147,4 milyon TL gelir ile çevirmek durumunda. Trabzonspor’da ise 66,7 milyon TL gelirin karşılığında 180,5 milyon TL borç görünüyor.
Kulüpleri KAP ’ta açıkladı denetim raporlarında ise denetlemeyi yapan uzmanlar bir takım şerhleri söz konusu. Örneğin denetim raporuna göre Beşiktaş’ın mahkeme aşamasında bulunan bir takım davalar için gider yazmadığından söz ediliyor. Meali ise bu davalardaki kaybedilmesi mümkün tutarları zarar yazmadınız ve zararı olduğundan az gösterdiniz. Trabzonspor içinde denetçilerin şartlı görüşü bulunurken, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın denetçi raporlarına BIST tarafından bir atıf yok.
Döviz Riski açısından baktığımızda Trabzonspor’un döviz alacakları ile borçları arasındaki ilişki diğer kulüplere göre ters olduğu için dövizin yükselmesi şirket lehine bir durum oluştururken, Beşiktaş ve Galatasaray için risk oldukça yüksek. Dövizdeki %10’luk bir artışın Beşiktaş’ın net borçları 13,5 milyon TL artırması söz konusu, Galatasaray’da ise artışın etkisi 33,6 milyon TL olacak. Mevcut ekonomik düzende çok da uzak bir ihtimal değil.
Negatif Özsermaye ise sürekli dikkat çektiğimiz bir konu. Beşiktaş yıllardır, Galatasaray ise şirket birleşmesinin hemen artından sürekli negatif özsermaye ile yoluna devam etti. Trabzonspor ise 2012-13 sezonundaki 61,2 milyon TL zararı ile sağlam olmasa da pozitif olan görünümün negatife dönmesine engel olamadı.
Özsermaye, varlıklardan borçların çıkarılması olarak formülize edilir. Negatif özsermaye ise borçların varlıklardan fazla olduğu anlamına gelir. Yani şirketler sahip oldukları her şeyi satsalar dahi hala borçlular demek. Bunun için bir ara formül geliştirmiş durumda Türk Ticaret Kanunu. Şirketler sahip oldukları varlıkları değerlerler ve deftere kaydettikleri değerleri bugünkü değere getirirler.
Bu durumda kulüpler sahip oldukları oyuncuların değerlerini transfermarkt sitesinden belirler alınan kulübe ödenen bonservis bedelinden düşerek özsermayeye ekler ve denklem pozitife döner.
Hemen bir örnek ile açıklayalım. Fernandes, Valencia’dan 2 milyon € karşılığı Beşiktaş’ın futbolcusu oldu ve muhasebe kayıtlarına 2 milyon € olarak girdi. Ayrıca üç senelik sözleşme uyarınca her sezonun sonunda 2 milyon €’dan değerinden 666,6 bin € kaybedecek ve sözleşme sonunda fiyatı sıfır olacak istediği kulübe gidebilecek. Yani 2013-14 sezonuna başlarken Fernandes’in defterdeki değeri 666,6 €. Transfermarkt sitesindeki değeri ise 14 milyon €. Aradaki fark 13,33 milyon € yani yaklaşık 35 milyon TL özsermayeye ekleniyor. Sadece Fernandes’in yeniden değerlemesi sonucunda özsermaye bir anda -219,7 milyon TL’den -184 milyon TL’ye geriliyor.
Bu değerleme raporu BIST’in kulüpler adına verdiği kararda hafifletici sebep olarak görünüyor.
BIST’in Fenerbahçe’ye sorduğu soru daha farklı bir yerden geliyor. Neden dernekten olan alacağını tahsil etmedin diyor BIST. Kısaca alacağın 189 milyon TL var dernekten ve bu aslında bir bakıma yatırımcının parası. 30.11.2013 tarihli finansal tablolarında bu tahsilatın yapılıp yapılmadığını izleyecek BIST…
Neden şimdi?
Peki, Beşiktaş son 5 yılda 420 milyon TL zarar ederken, Galatasaray son iki yılı 120 milyon TL zarar ile kapatırken, vergi borçları almış başını gitmiş, icralar ardı ardına açılırken değil de şimdi?
Galatasaray ile açıklamanın yapıcı kısmında bir cümle dikkat çekici. ''Şirkete kaynak sağlamayı amaçlayan sermaye artışı sürecinin devam ettiği'' olumlu olarak lanse ediliyor. SPK geçtiğimiz sermaye artırımında Galatasaray’a hayır demiş ve bedelli sermaye artırımına bir takım yeni şartlar getirmişti. Bu şartlara bakılırsa Galatasaray’ın bir bedelli sermaye artırımı yapması için çok büyük bir olasılık ile önce 'hissedara çağrı' yapması gerekecek. Çağrı sonunda bedelli sermaye artışının şirkete katkısı aynı olacakken çağrıya cevap durumuna göre Galatasaray Spor Kulübüne maliyetinin artması söz konusu.
Şeytanın avukatı edasıyla BIST’in açıklamasına baktığımızda şunu diyor, ''Bu şirketlerin sermayeye ihtiyacı var. SPK köstek olma, hatta destek ol.''
BIST, SPK ve TFF’nin çok önceden yapması gereken bir işe soyundu. TFF’nin vergi dairesince vadesi geçmiş borcu olduğu kamuoyuna ilan edilen Trabzonspor’a nasıl lisans verdiğini bir an önce açıklaması gerekiyor. Savunmanın biz beyana göre işlem yaptık olması durumunda sorulacak soru ise yanıltıcı beyan sebebi ile Avrupa kupalarından men edilen Beşiktaş sonrası en azından birkaç yer ile mutabakat yapmanız gerekmiyor mu?
SPK için ise Galatasaray’ın ilk bedelli sermaye artırımını kabul edip aynı şartlarda ikincisini neden kabul etmediğini sormak gerekli. Eğer ilki doğru ise neden ikinci ret edildi? Yok doğru karar 2. Sermaye artırımı girişindeki iptal kararı neden 1.'si için bir işlem yapılmadı.
Kulüp batırmanın kariyer yapmaya engel taşımadığı bir futbol dünyasında sorduğumuz sorular, hazırladığımız raporlar belki suya yazı yazmak gibi. Bakalım her gün sorulan bu sorulara ne zaman cevap verecekler.
0 yorum:
Yorum Gönder