Futbolun geldiği noktada taraftarın tanımlaması da değişti
Eskiden atkısını boynunu dolayıp, dilinde tezahurat ile stadlarda yerini alan
kişiler taraftar iken; yeni dünyanın yeni futbolu yeni bir taraftar
modellemesine ihtiyaç duydu. Rekabet için kulüplerin daha fazla kaynağa daha
fazla kaynak için de daha fazla harcama taraftara ihtiyacı var.
Futbol kulüplerinin gelirleri üç ana başlık altında
toplanır. Yayın gelirleri, maç günü gelirleri ve ticari gelirler. Yayın
gelirleri ülkemizde son dönemlerde kulüplerin ana gelir kaynağı olurken
Fenerbahçe ve Galatasaray yeni stadları sonrası maç günü gelirlerinde de hayrı
sayılır bir gelişme sağladı ancak yayın gelirleri yayıncı kuruluşun verdiği
para, maç günü gelirleri ise stadın kapasitesi ile sınırlı. Durum böyle olunca
ticari gelirler doğrudan kulübün sunduğu hizmet yelpazesi ile sınırlı oluyor ve
diğer iki gelire göre artırılması görece daha kolay. Ancak ülkemizde bu sınırlı
kalıyor.
İnternet üzerinden yaptığımız “Futbol Taraftarı Harcama
Eğilimleri” anketi ile futbol taraftarına 20 tane basit soru sorduk. Genel
olarak kulüplerinin ticari gelirlerini oluşturan unsurlar hakkında neler
düşünüyorlar öğrenmeye çalıştık.
Öncelikle anketimize katılan ve tüm sorulara cevap veren
2830 kişiye teşekkür ediyoruz.
Anketimize katılan insanların sadece %43,68’inin evinde Lig
TV var.Geri kalan %56,31 maçları ya canlı takip etmiyor ya da başka yerlerde
başka şekillerde taraftarı olduğu takımın maçını izliyor. Gelir düzeyinin yayın abonesi olmak ile
doğrudan bir bağlantısı görünmüyor. Aylık geliri 0-1000TL olanların %23,05’i
yayın aboneliği bulunurken , aylık geliri 5000-15000TL olanların sadece
%18,18’i yayın aboneliği sahibi.
Kongre üyeliği ve kulübün geleceğinde bir oyla da olsa söz
sahibi olma durumunda ise taraftarın oldukça çekingen oldukları görünüyor.
Ankete katılan 2830 kişiden tuttuğu kulübün kongre üyesi olanların sayısı
252. Bu da ankete katılanların sadece
%8,93’ü demek. Ve kongre üyesi olanların %92’sini de Trabzonspor, Fenerbahçe ve
Beşiktaşlılar oluşturuyor.
Kongre üyeliği taraftarlığın belki de bir adım olarak
tanımlanabilir. Kulübün başkanını seçmekten tutun da yönetimin mali ve idari
açıdan ibrasına kadar pek çok hak tanıyor. Bu hakkı kullanması konusunda
taraftarını işin içine katmak konusunda en rahat davranın kulüp Trabzonspor. En uygun giriş ücreti, en uygun aidat ve en az
prosedür Trabzonspor’da. Beşiktaş ise yeni yönetim ile birlikte yeni bir
yapılanma istiyor. Bu sebeple 2binTL olan giriş ücreti 1.200TL’ye düştü. Yetmez
ama evet denilebilir bu karar için.
Taraftarı olduğunuz kulübün kombine kartına sahip misiniz
diye sorduğumuz 2830 kişiden sadece 968 kişinin cevabı evet oldu. Bu da toplam
içinde %34,32’ye denk geliyor. İlk bakışta bu oran düşük görünse de aslında
oldukça makül ve kabul edilebilir bir oran.
Bir kulübün satabileceği kombine kart miktarı stadının
kapasitesi ile sınırlı iken sahip olduğu taraftar bundan çok daha fazla.
Kulüplerin önemli gelir kaynaklarından biri olarak sadece kasaya giren para
değil aynı zamanda birlikte başarma güdüsü için de önemli seyirci. Seyircisiz
maçlarda evsahibi takımlarım kazanama oranı seyircili maçlara çok daha düşük.
Bunda ana faktörlerden biri de taraftarın takım ile birlikte oluşturduğu
sinerji. Bizim gibi duygusal yaklaşımı yüksek ülkelerde taraftarın baskısı
sonucu alınmış pek çok maç arşivlerde.
Kulüplerin bir diğer gelir kaynağı da yurtdışında yıllardır
uygulanan ama ülkenizdeki mazisi çok eski olmayan taraftar ve kredi kartları.
Bu kartların taraftara sunduğu ayrıcalık arttıkça sahip olma sayısı da
artacaktır. Ama mevcut durum içinde taraftarı olduğu kulübün kredi kartına
sahip olanların sayısı anketimizde yüksek sayılabilecek bir oranda. Cüzdanında
taraftarı olduğu kulübün kartı olan futbolseverlerin sayısı ankete katılanların
%42,27’si oranında. Peki bu kartlar
kulübe ne kazandırıyor. Kart uygulamasında Fenerbahçenin açık ara üstünlüğü
görünüyor. Asnkete katılan Fenerbahçe taraftarının %70’inin cüzdanında takımına
ait bir kart bulunuyor. Onu %47 ile Galatasaray taraftarı izliyor.
Özellikle Bonus ile ortak yapılan taraftar kart
projelerinde, o kart ile yapılan her 1000TL’lik alışverişin 3TL’si kulübe kaynak olarak gidiyor. Ayrıca kart
sahipleri bilet almada öncelik, kulübün mağazalarında ek taksit, kongre
üyeliğinde taksit imkanı gibi bir takım avantajlara sahip olabiliyor.
Kulüplerin en az gelir beklediği ve haliyle en az sattığı
şeylerden biri de kulüplerin telefon hatları. Anketimize katılanların sadece
%18’i kulübünün telefon hattını kullanıyor. Anketimiz internet üzerinden yapıldığı
için bu sayının normal bir anket yönteminde çok daha düşük çıkacağı muhakkak.
Örneğin Beşiktaş geçtiğimiz sezonun ilk 9 ayında iletişim
faaliyetlerinden (KartallCell, modem, internet) satışından 637binTL gelir elde
etti. İlk bakışta yüksek bir rakam olarak görünsede toplam gelir içindeki payı
%5 civarında kalıyor. Tüm operasyonun operatör üzerinden döndüğü bir sistemde
kulüplerin net kar marjının %1-2 arası olduğu düşünülürse Beşiktaş’ın sadece
malın satışından karı 6,3binTL oluyor.
Kulüplerin resmi yayın organlarına düzenli abonelik yaptıran
taraftar sayısı ankete katılanların %26,52’si düzeyinde. Burada bu yayın
organlarının kalitesinden ziyade taraftara ulaşmada kullandıkları yol çok
önemli. Ayrıca bunu bir para kazanma aracı olarak mı kullanacaklar yoksa
taraftar ile kulüp arasındaki bilgi akışını düzenleyecek ve yoluna koyacak bir
araç araç olarak mı kullanacaklar?
Peki bir taraftar neden kulübünün yayın organı yerine
medyadaki diğer seçeneklere yönelir? Burada ayrım dergilerin içeriğinin futbol
taraftarını cezb etmemesi. Futbol taraftarı genel olarak mümkünse yarın ki
gazeteyi şimdiden okumak isterken aylık bir dergiyi takip etmek konusunda
isteksiz oluyor.
Kulüplerin ticari gelirlerinde en fazla yer tutan ürün
forma. Anketimize katılanların %56’sı bir seon içinde bir ya da fazla forma ile
kulübüne destek oluyor. Asla forma
almayacağını söyleyenlerin oranı ise %5. Ankete katılanların %39’u ise 2 ya da
3 sezonda bir forma satın alarak kulüplerine destek oluyorlar.
Forma alarak takımına destek olma konusunda Fenerbahçe %59
ile birinci sırada. 100 Fenerbahçe taraftarından 59 tanesi her sezon en az bir
forma alıyor. Fenerbahçeyi %57 ile Galatasaray izliyor. Trabzonspor %53 ile
üçüncü sırada yer alırken, her 100 Beşiktaş taraftarından sadece 50 tanesi her
sezon en az 1 forma alıyor.
Forma dışında kalan lisanslı ürünlerde ise taraftarların
katılımı %90 oranında. Hiç bir şekilde kulüplerin lisanslı ürünlerini almayan
taraftarlar ise ankete katılanların %10’luk kısmını oluşturuyor.
Kulübün lisanslı ürünlerini sadece kendi için alanlar ankete
katılanların %27’sini oluştururken, hediye ihtiyaçlarını lisanslı kulüp ürünü olarak
alanların sayısı %5 civarından. Kulüp bazında baktığımda ise Fenerbahçe
taraftarı yine birinci sırada. Her 100 Fenerbahçe taraftarından 95 tanesi yılda
en az bir kere lisanslı ürün alıyor. Onu %92 oran ile Galatasaray taraftarı
izliyor. Formadan farklı olarak bu sefer üçüncü sırada Trabzonspor taraftarı
değil Beşiktaş taraftarı var. 100 Beşiktaş taraftarından 85 tanesi lisanslı ürün
sahibi. Trabzonspor’da ise her 100 taraftardan 83 tanesinin lisanslı ürün
sahibi olduğunu görüyoruz
Taraftarların yayın ve kombine dışında kulüplerinin lisanslı
ürünleri için ayırdığı bütçeye baktığımızda ise 100TL-250TL arası ayrılan
bütçenin katılımcıların %34’ünü oluşturduğunu görüyoruz. Takımı için hiç bütçe
ayırmadığını söyleyenlerin sayısı ise asla forma almam diyenler ile aynı. %5.
Takımı için aylık 1000TL’nin üzerinde bütçe ayıran taraftar
sayısı ise 108 yani katılımcıların %3,82’si düzeyinde.
Her ne kadar olağan üstü bir sezonun üzerine yapılmış bir
anket olsa da bu konuda ankete katılanların fikrini de sorduk? Şike
soruşturması ayırdığınız bütçeyi etkiledi mi?
%50 oranında bütçenin etkilenmediği görüldü. Futboldan
soğuduğu için bütçesini azaltan %25’i, takımına daha fazla destek olmak için
bütçesini artıran diğer %25 izledi.
Ankete katılanlardan televizyonu olan takım taraftarına
kulüplerinin televizyonunu izlemek için para ödermisiniz diye sorduk ve %60
oranında hayır cevabı aldık. Çünkü ankete katılanların %67’lik kısmı zaten
televizyonlarının içeriğinden memnun olmadığını söylüyor.
Kulübünün televizyon kanalından öncelikli beklentisinin A
takımdan haberler olduğunu söyleyenler %33 ile birinci sırada yer alıyor. %27
oranında taraftar ise yöneticiler ile daha sağlıklı bir iletişim kurulmasını
istiyor kulübünün televizyon kanalında. %26 oranında kulübün altyapı
takımlarına ait maçları canlı izlemek isterken kalan kısım ise amatör
branşlardan haberler görmek istiyor.
Tüm bunların dışında yurtdışından bir takıma ait lisanslı
herhangi bir ürün sahibi katılımcıların oranını %47 oranında. Asla Forma almam
diyenlerin ise %2’si yurtdışından bir takımın lisanslı ürününe sahip.
Taraftarı olduğunuz kulübün hisse senetlerini borsada işlem
görmesi durumunda satın alır mısınız diye sorduğuz kişilerin %56’si hayır
cevabını verdi. Evet alırım diyenlerin oranı ise %44.
Ve son olarak katılımcılara tasarımlarını en beğendiğiniz
firma hangisi diye sorduğumuzda Nike %49 ile birinci sırada yer alırken onu %36
ile takip etti. Puma ise %7’de kaldı.
Ankete genel olarak baktığımızda ticari ürün satışında
taraftarı cezbedecek ürünler konusunda sadece forma satışlarının belirgin bir
önceliği görünüyor. Ancak futbol düyasında kar marjı en düşük ürünlerden biri
olarak çıkıyor karşımıza forma satışları.
Kulüplerin ticari ürün yelpazesini artırması yayın
gelirlerine bağımlılığı azaltacak tek unsur. Bu yüzden iletişimden forma
satışına taraftarı anlamak, sadece sunulan ile yetinmesini beklememek gerekli.
Pazar artık ne istediğini bilen ve harcadığı paranın izini süren müşteriler ile
dolu.
Taraftar artık harcadığı her bir kuruşun hesabını sürüyor.